Ayçiçeği Üretim Teknikleri Çiftçi Eğitim toplantısı gerçekleşti. Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Kırbiç, Edirne İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, Namık Kemal Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadul Önemli ve çok sayıda üretici toplantıya iştirak etti. Toplantı saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okunmasıyla başladı.
“AYÇİÇEĞİ HAK ETTİĞİ DEĞERİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE ALACAK”
Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Kırbiç “Ayçiçeği ülkemiz, bölgemiz için gerçekten çok önemli bir bitki. Hak ettiği değeri belki alamasa bile, inşallah önümüzdeki dönemlerde ayçiçeği hak ettiği değeri alacaktır. Dünyaya baktığımızda ayçiçeği üretiminde yaklaşık 60-70 milyon ton gibi bir üretim miktarı var. Bunun da yaklaşık 30-35 milyon tonu iki ülke Ukrayna ve Rusya tarafından üretilmekte. Ancak ülkemize geldiğimizde geçtiğimiz yıl, bir önceki yılın fiyatlarından dolayı ciddi bir üretim Türkiye tarihinde ilk defa yaklaşık 1 milyon 950-2 milyon ton gibi bir üretim gerçekleşti. Ardından fiyat baskısı ile fiyatların, ithalat fiyatlarının düşük olması sebebiyle hem üretim miktarında hem de ekiliş miktarında hem de bölgemizde özellikle Tekirdağ bölgesinde ciddi bir kurallıktan dolayı yaklaşık 1.5 milyon ton gibi bir üretim miktarına düştük. Bu da ülkemiz ihtiyacının ancak yarısını karşılayabilmekte. Yani açıkçası biz ithalata bağımlı bir ülkeyiz. Biz kendi üretimimizi yapabilir miyiz? Tabi ki üretebiliriz. Çünkü ayçiçek bitkisi ülkemizin her alanında kuzeyden güneye, doğudan batıya, her tarafta yetişebilen bir bitki. Ve küçük sulamalarla, çok küçük su miktarlarıyla iki katına kadar verim artışı sağlanan bir bitki. Bu yüzden biz de bakanlığımızda, sayın il müdürümüz de burada çeşitli raporlar verdik sayın bakanımıza, bürokratlarımıza, her görüştüğümüzde, ayçiçek üretim miktarının arttırılması gerektiği. Çünkü ülkemizin ihtiyacını pandemi döneminde hepimiz gördük, elinde bulunan ülkeler dahi ihtiyacının fazlasını bile satmama yoluna gitti. O zamanda da insanlarımız bizim panik yaptı, Ancak da bu üretim miktarının yakalanmasında birinci öncelik, çiftçimizin para kazanması. Biz de bunu çiftçimizi gümrük vergileriyle korumalı, destekleme fiyatlarıyla korumalı ve üretim miktarını arttırmalıyız. Çünkü bu dönem geldiğimizde de Sayın Bakanımız da iletti kendisine, üretim miktarının niye düştüğü ile ilgili, tabi ki kuraklıkta var ama üretim alanlarında, özellikle Anadolu’da birçok bölgede eğitiminden vazgeçildi. Çünkü o bölgelerin bir takım alternatifleri var. İşte mısır, şeker pancarı ekilebilir, nohut, fasulye, mercimek ekilebilir. Fakat biz de kendisine dedik ki, Trakya’da çok fazla bir alternatif yok. Ekim teknikleri gerçekten önemli. Bizim insanımız burada salona baktığımızda, bu toplantılara katılan simalara da bakıyorum. Gerçekten de hep aynı isimler yine. Keşke daha fazla insanlarımızda farklı kişiler de buralara katılsa. Tabi güzel bir şey salonun da olmasına baktığımızda, ilgi alaka var. Çünkü dünyada biz birçok bu tip toplantılara katılıyoruz. Oralarda, bizim insanlarımıza zaman zaman, il müdürümüzle dün de görüştük. Çağrıda bulunuyoruz, insanlarımıza katılım sağlasın diye. Bu tip bilim insanlarımız, hocamızı, dünyada bu tip bilim adamlarımızı dinlemek inanın, bunları insanlar para verip dinlemekte” dedi.
“ÇELTİK VE KANOLA ÜRETİMİNDE 1., AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİNDE 2. SIRADAYIZ”
Edirne İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt, “Tarımsal üretime uygun çok uygun bir coğrafyada bulunuyoruz. Çok uygun bir ekosistem içerisinde yer alıyoruz. Ve son derece verimli topraklarımız var. İşlenen tarım arazimiz şu an için 341 bin 108 hektar. Ve son derece verimli topraklarımız. Ve bu arazinin her karışını işliyoruz. Boş kalan arazimiz yok diyebiliriz. Ve bu arazinin 149 bin 540 hektarı şu anda sulanabilir durumda. Ve bu rakam bakanlığımız bünyesinde bulunan, genel müdürlüğümüz, DSİ bölge müdürlüğümüz, Edirne Valilimiz bünyesinde bulunan İl Özel İdaresi tarafından yeni projelerle, yeni yatırımlarla her geçen yıl daha da büyümekte daha da artmakta. Ülkemiz çeltik üretiminin yüzde 40’ını, ayçiçek üretiminin yüzde 14’ünü, kanola üretiminin yüzde 20’sini, buğday üretiminin de yüzde 4’ünü şu an için ilimizde üretmekteyiz, karşılanmaktayız. Yine iller arası sıralamada çeltik üretiminde birinci sırada yer alıyoruz. Kanola üretiminde birinci sırada yer alıyoruz. Ayçiçeğinde ikinci sıradayız. Buğday üretimindeyiz de şu anda illerarası sıralamada yedinci sırada yer alıyoruz” dedi.
“248 BİN 875 TON ELDE EDİLEN ÜRETİM 2023 YILINDA KURAKLIK SEBEBİYLE DÜŞÜŞ OLDU”
2023 yılına göre 2023 yılındaki düşüş yaşanan ayçiçek üretim miktarını paylaşarak 2023 yaz ayının kurak geçtiğini hatırlatan Atilla Bayazıt “Bugünkü konumuz tabii ki ayçiçeği. Ayçiçeği malumunuz stratejik, önemli bir yağlı bitki. Siz değerli üreticilerimiz tarafından, çok severek ürettiğinizi biliyorum. Yine tüketiciler tarafından, vatandaşlarımız tarafından da bundan elde edilen yağın severek tüketildiğini de hepimiz biliyoruz. 2023 yılında tabii tahmin olarak konuşuyorum şu anda TÜİK tarafından yayınlanmadı ama 1 milyon 294 bin 400 hektar alanda biz ayçiçek üretimini gerçekleştirdik. Toplamda 248 bin 875 ton üretim elde ettik. Ortalama verimizde 192. Yani 2022 yılında, bir önceki yıldaki üretimimi ise 325 bin 812 tondu. Tabii arada bir düşüş var. Ortalamamız 259 kilodan 192 kiloya geriledi. Bunun da sebebi, malumunuz hepiniz biliyorsunuz 2023 yazı çok sıcak geçirdik, çok kurak geçirdik. Bunların etkileri. Üste açık bir alanda üretim yapıyoruz. Dolayısıyla iklim şartlarına, hava şartlarına bizim üretimimiz bağlı. İşte bugün bu yaptığımız eğitimlerle aslında üreticilerimizden kaynaklanan, onların işçilik hatalarından kaynaklanan, uygulama hatalarından kaynaklanan bu verim düşüklüğünü biz doğrusunu anlatarak veya bu kayıpları gidererek engellemeye çalışacağız veya minimuma indirmeye çalışacağız. Büyük oranda tabii dediğim gibi iklim şartlarına bağlı bizim verimlerimiz. Ama ancak bizim yaptığımız bu eğitimlerle, çiftçilerimizin doğru olarak bildikleri yanlışları ne yapacağız düzelterek kalitesini, ürünlerimizin kalitesini ve verimini artıracağız, üretimimizi artıracağız.
“ÇKS KAYIT ORANIMIZ YÜZDE 91, HEDEFİMİZ YÜZDE 100”
ÇKS yönetmenliğindeki değişiklikle bugüne kadar tam 88 bin dekar alan kayıt altına alındığını belirten Bayazıt, “Bunlar tam kayıtsız alanlardı ve şu ana kadar verilen taahhütlerle beraber 88 bin dekar alan kayıt altına alındı. Toplamda bizim kayıtlılık oranımız da yüzde 91. Yani bu diğer işlere göre çok yüksek bir oran ama yeterli mi, değil. Hedefimiz, amacımız bunu yüzde 100’e çıkartmak. Tüm alanlarımızı kayıt altına almak. Yine bu gece eğitimlerinde tarımsal üretim planlamasını anlattık sizlere. Sözleşmeli üretimi anlattık. Hayvancılıkla ilgili konuları anlattık. Ve tarım takvimimize göre anlatmaya devam ediyoruz. Yine önümüzde biliyorsunuz ayçiçeği getirişleri var. O yüzden bugün de ayçiçeği konu alalım dedik. Şu notu da aktarmak istiyorum. Toplam 139 eğitim gerçekleştirmişiz. 2 bin 713 üreticimize ulaşmışız” dedi.
“TARIM İÇİN YAĞMURUN BİR DAMLASINI BİLE DENİZE GİTMESİNİ ENGELLEMİLİYİZ”
Namık Kemal Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadul Önemli, “Kuraklık önemli, eğer geçen gün iklim değişikliği bir de önemli bir problem. Burada da özellikle yağışlar dengesiz geliyor, yazın sıcaklık 40 dereceye geçiyor, yağış düşmüyor. Edirne bölgesi şanslı bir bölge. Neden şanslı bir bölge? Sulu tarımın en çok yapabileceği potansiyeli olan bir bölge. Bugün konuştuk yüzde 40’a yakın şu anda sulanabilir arazi var ki bu Türkiye’nin en iyi bölgelerinden birisini gösteriyor. Bunu da nasıl değerlendirecekler ona da bakacağız. Artık gelecekte sulama yapmadan tarım yapmak oldukça zor olacak. Bir de tabii siyasiler kendince projeler yapıyorlar ama bence bu da Türkiye’nin en önemli kısmı bu yağan yağmurun bir damlasının bile denize gitmesini engellemeliyiz. Yarın öbür gün o denizden o suyu çekmeye çalışacağız. Daha büyük bir masraf olacak. Şu anda ki Meriç Nehri biliyorsunuz sık sık taşkınlara uğraşıyor, insanlar birçok sorun yaşıyor. Bunlar aslında yapılabilecek projelerin olduğunu duyuyorum. Buradan bir damla su taşkın yaratmadan gölete, transfer olup sulama için kullanılabilir hale getirilmesi gerekir. Şu anda öncelikli aslında ülkenin durması gereken nokta bu doğal kaynaklarla yağın yağışın en iyi şekilde bir yerlerde toplanıp biriktirilmesi ki tarımda kullanılması. Bu iklim değişikliğini bölgede durdurmamız gerekir” dedi.
