Edirne’yi camileri, Arasta ve medreseleriyle bacasız fabrikalara benzeten Edirne İl Müftüsü Hasan Başoğlu, Edirne’nin 43 tarihi camisiyle Avrupa’ya İslam’ın mührü mesajını verdiğini belirtti. Başoğlu, Türk mimarisinde önemli izler bırakan Mimar Sinan’ın Edirne’de ustalık eseri Selimiye Cami olmasının kente gurur verdiğini söylerken, caminin restorasyonu için herkesin sabretmesini gerektiğini dile getirdi. Kimsenin giyim tarzına karışmadıklarının altını çizen Müftü Başoğlu, camilere girerken ibadethanenin usul ve adaplarına misafirlerin uymasını istediğini ifade etti.
“EDİRNE’NİN TARİHİ CAMİLERİ BACASIZ FABRİKA”
Müftü Hasan Başoğlu “Edirne camileriyle, minareleriyle, Selimiye’siyle, Balaban Mescidi ile merkezdeki 43 tane camisi ile hemen Avrupa’ya sınır, Avrupa’dan buraya bakıldığında buranın minareleriyle birlikte karşı tarafa İslam’ın mührü olduğu mesajını veriyor. Payitaht dediğimiz Edirne’de peygamberin övdüğü İstanbul’un fethedilmeden önce bütün cami denemeleri Edirne’de yapılıyor. Mesela Üç Şerefeli Camisi’nde ilk defa işte üç tane ayrı merdiven meselesi, geniş kubbe meselesi, dikdörtgenden kareye geçiş. Mimar Sinan’ın yani tarihe mimarlığıyla damga vurmuş Mimar Sinan’ın Edirne’de ustalık eserinin olması bize ayrıca bir gurur veriyor. Bütün camilerimiz, buradaki camilerimizin bitişiğindeki arastalarımız, medreselerimiz ve benzeri şey aslında Edirne’nin bacasız fabrikalarıdır. Yani Edirne’ye gelen herkes Edirne’nin yeşiline ya da denizine gelmiyor. Niye geliyor? İlk önce Selimiye diyor. Sonra Eski Cami diyor. Sonra Darülhadis ve benzeri camilerimiz için geliyorlar. Camilerimiz için Edirne’ye gelen bütün halkımız, tüm güzel insanlar ne yapıyor? Hiçbir şey yapamazsa bir bardak su alıyor ve Edirne’ye bir kazanç getiriyor. Aynı zamanda birçok insan ben Selimiye’de, Eski Cami’de, Darülhadis’te, Hasan Sezai’de iki rekat namaz kılmak istiyorum diyor ve geliyor. Tabii bazen bizim göremediğimiz, Edirne’yi ziyarete gelen misafirlerimiz oluyor. Zevkler, renkler ve ihtiyaçlar çok farklı oluyor. Biz içindeyken bazen göremiyoruz. Tıpkı balığın suda suyun kıymetini bilmediği gibi ama dışarıdan gelen insanlar bazen serzenişlerde bulunuyor. İşte bu cami ne zaman bitecek diyor. Ama devletimiz o camiyi iki, üç yıl, dört yıl bu şekilde korumaya almaz ise ve maalesef gelenler rahatsız da olsa biz o camimizi Selimiye’mizi ileride tamamen kaybetme riskimiz var. İşte onun için bazen sabretmek lazım. İnşallah o camimizin inşaatları da bitecek. Selamete kavuşacak”dedi.
“KİMSENİN GİYİMİNE KARIŞMIYORUM, İBADETHANE USUL VE ADAPLARINA UYULMASINI İSTİYORUM”
Camilerde kıyafetten, fotoğraf çekimine kadar birçok kural olduğunu, ibadete gelenlere ve camiye saygı gösterilmesini isteyen Başoğlu “Edirne’de Selimiye’ye ve diğer camilerimize gelen misafirlerimize şunu söylemek istiyorum. Bu camilerimizi ziyaret ediyorsunuz. Buralarda güzel yapılmış eserleri anlıyorsunuz. Ama buranın cami ve ibadethane olduğunu lütfen unutmayın. Bazen sadece gösterim amaçlı olan bir yerde bile oraya girdiğinizde bile bazı kurallar var. Mesela siz gazetecisiniz. Orada flaşla fotoğraf çekemiyorsunuz. Diyor ki vatandaş hocam camiye galoşla girsen ne olur ki diyor. Galoşla gidiyorsun da camideki bizim halılarımızın özelliği var. Galoş halılarımızı parçalıyor. Camiye ayakkabı ile girmek olur mu? O ayakkabı ile nereye bastığınız belli olmuyor. Halıya basıyorsun. Sonra ister senin dininden olsun, ister ibadet et ister etme ama senin gibi bir insan Allah’a itaat ettiği için oraya secde ediyor. Diyoruz ki, galoş giymeyin, arkadaş diyor, burası aynı zamanda müze diyor. Ben galoş giyeceğim diyor. Lütfen bize bu konuda zorluk çıkarmasınlar ve görevlilerimizi bunaltmasınlar.
Bir diğer mesele yani şimdi bizim insanlarımızın her türlü yani itikatlarında imanlarında problem yok. Bazımız namazı geciktiriyoruz. Bazımız başka bir emri geciktiriyoruz. Bazımız başka bir şey yapıyoruz. Ama camiye girerken daracık kısacık pantolonla işte denize girdiğin bir kıyafetle bir erkek bile camiye giremez.
Yani onun için misafirlerimizden caminin usul ve adapları neyse ona uyum sağlamalarını istiyoruz. Bakın insanların giyim tarzına, yaşam tarzına asla karışmıyorum. Camilerimizdeki ibadethanelere girerken bu tip bazı konularda görevlilerimizin uyarmalarına lütfen dikkate alsınlar. Misafirlerimizden beklentimiz o”diye konuştu.
“CAMİLERDEKİ EKSİKLİKLER İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Camilerde vatandaşların eksik yönleri kendisine iletildiğini ve kurum olarak çalışmalar yaptıklarını ifade eden Müftü Başoğlu “Bize daha çok camilerle ilgili şöyle bir şikayet geliyor. Bunu da herhangi bir kurumu ya da herhangi bir şeyi hedef olarak söylemiyorum. Sadece insanların bize ilettikleri ihtiyaçları dile getirmek istiyorum. Diyorlar ki ya hocam sabahleyin camiye erkenden ziyarete geliyoruz o arada ezan okunuyor. Namaz kılalım diyoruz. Tuvaletler ve benzeri yerler kapalı diyorlar. Bunlarda çözüm bulmaya çalışıyoruz. Gayret gösteriyoruz. Özellikle son yıllarda eski camilerimiz hızlı onarılıyor. Bazen temellerinden yeniden yükseltilen camilerimiz var. Bunu yapanlara bütün devlet yetkililerine teşekkür ediyorum”diye noktaladı.
