featured

Eğitim İş’ten ‘ÇEDES’ protokolüne tepki

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) kapsamında yapılan protokolle, 842 okula “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi gönderileceğini belirtti. Akçay, protokolün gerici ve tehlikeli bir protokol olarak değerlendirdi.

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, yaptığı yazılı açıklamada ÇEDES projesi için çağrıda bulunarak, “Hep birlikte reddedelim” dedi.

Akçay, seçimlerin bitmesinin ardından iktidar bloğunun, eğitimi gericileştirme çalışmalarına gözle görünür şekilde hız verdiğini ileri sürerek, açıklamasına şöyle devam etti:“Eskişehir ve İzmir’de okullara imam ve vaiz gönderilmeye başlanmıştır. Özellikle İzmir’de imam giren okul sayısı günden güne artmaktadır. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)” kapsamında yapılan protokolle, 842 okula, yani İzmir’deki her 3 okuldan 1’ine “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi gönderilecektir.

Oysa özellikle ÇEDES denilen bu protokol birçok açıdan hatalı ve tehlikeli bir uygulamadır. ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Çünkü Anayasa ile de Milli Eğitim Temel Kanunu ile de çelişmektedir. Anayasa’nın 42.Maddesi “Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” derken, ÇEDES hem bir kanunla belirlenen bir uygulama olmadığı için hem de laik ve bilimsel eğitimle tezat olduğu için bu kesin hükümle çelişmektedir. Yine Anayasanın 128. Maddesi’ndeki “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü, bir alandaki kamu hizmetinin o alandaki kamu idaresi ve memurlarınca görülebileceğinin altını çizmektedir. Yani bu maddeye göre eğitim işi, ÇEDES’te yapıldığı üzere o işin uzmanı olan öğretmenlerden alınıp imamlara verilemez. Ayrıca Milli Eğitim Temel Kanunu “Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur” derken, Bakanlık ÇEDES ve benzeri protokollerle bu görev alanını devrederek, vakıfları kendi sorumluluk alanına dahil ederek kendi kanunu ile çelişmektedir. Ayrıca protokolün işleyişi de yeni hukuksuzluklara zemin hazırlayacak türdendir. Örneğin öğrencilerin ders sırasında sınıftan çıkarılması ya da almak zorunda oldukları bir ders yerine ders saatinde bu “eğitime” maruz kalmaları, Anayasal güvence altındaki eğitim haklarının gaspları anlamı taşıyacaktır.

Bu protokolün “ambalajı” da usulsüzdür. “Gönüllülük” esasına dayandığı söylense de kamu otoritesinin bir dayatmasıdır.

ÇEDES PROTOKOLÜ TEHLİKELİDİR

Çünkü her şeyden önce ilkokulları da kapsamına alan bu projede, pedagojiden bihaber, çocuklara nasıl yaklaşılacağının eğitimini bilimsel olarak almamış yetişkinler, çocukların en güvenli hissettikleri alan olması gereken okullara sokulmaktadır. Özellikle soyut düşünce çağına girmemiş, henüz sayıları bile boncuklarla tane tane öğretebildiğimiz küçük çocuklar için “cennet-cehennem” gibi soyut kavramlara maruz kalmak, travmatik etkileri beraberinde getirebilmektedir. Yine bu okullarda farklı dini inanışa mensup yurttaşlarımızın çocukları, kendilerini tehlike altında hissetme riski de bulunmaktadır. Ayrıca protokolün içeriğinin muğlak olması, içerik konusunda kamuoyuna açıklama yapmak bir yana dursun, Meclis’te verilen soru önergelerine dahi yanıt verilmemesi endişeleri çoğaltmaktadır. Protokolün amaç kısmının da muğlak ve kişiden kişiye değişebilecek nitelikte olması, yereldeki uygulamalarda görülecek farklılıklara ve skandallara zemin hazırlamaktadır.

Eğitim emekçilerine sesleniyoruz: Sevgili meslektaşlarımız; öğrencilerimiz bizlere Başöğretmen’in emanetidir. Onları, eğitim almak için geldikleri okullarda böylesi laiklik karşıtı uygulamalara terk etmeyiniz! Kimsenin sizin dersinizi bölme, gasp etme, sizin dersinizden öğrenci çıkarma hakkı yoktur. Bu tür girişimleri her şeyden önce öğrencileriniz, sonra mesleki itibarınız için reddediniz!

Velilerimize sesleniyoruz: Biz eğitim emekçileri, çocuklarınızı çocuklarımız gibi görüyoruz. Onlara, olması gerektiği gibi, ihtimamla ve bilimsel yöntemlerle yaklaşıyoruz. Ve kamusal eğitim süresince tüm emekçilerden bu yaklaşımı beklemek sizin yasal hakkınız. Onların eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Çocuklarınızın büyüyüp birer yetişkin olduğunda, kendilerine dayatılan hukuksuzlukları ve mantıksızlıkları bilinçli birer yurttaş olarak reddetmelerini istiyorsanız, bu duruşu sizden öğrenmelerini sağlayabilirsiniz. Onların geleceği için reddedin!

Başöğretmen’in eğitim neferlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Eğitim-İş olarak bu “reddetme” çağrısının, laftan ibaret olmadığının, protokolü reddeden herkesin sonuna kadar ve tüm gücümüzle yanında olacağımızın altını çiziyoruz.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Eğitim İş’ten ‘ÇEDES’ protokolüne tepki

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Edirne Postası - Edirne Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!