Türk Eğitim Sen Edirne Şube Başkanı Hakan Yıldız, 1 Haziran itibarı ile hızlı bir normalleşme süreci yaşandığını söyledi. Yıldız, “Salgın sürecinde biraz daha serbest kalmak demek her şeyi serbestçe birbirimizin hayat hakkına kastedecek şekilde serbestçe yapmamız anlamına gelmiyor” dedi.
Türk Eğitim Sen Edirne Şube Başkanı Hakan Yıldız, hızlı normalleşmenin şaşırttığını ve endişe verdiğini belirtti. Bu süreçte daha dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, özellikle 18 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşı da düşünerek kurallara titizlikle uyulması çağrısı yaptı ve şöyle dedi: “Yeni normal hayat, eski normal hayatımızı aratmaz oldu. Biz bile 1 Haziran’dan sonra çıkıp dolaşmaya başladığımızda insanları gördükçe gerçekten şaşırmaya başladık. İnsanlarda ne maske ne sosyal mesafe var. İnsanlar darlandı, sıkıldılar ama hastanede sıkılmaktansa dışarıda sıkılmaya devam etmek lazım. Biraz da birbirimize sarılmayalım, dokunmayalım. Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor. Hala 18 yaşın altı ve 65 yaşın üstü yasaklı. Dışarı çıkmıyorlar. Dışarıda bu şekilde gezerek birbirimize bu virüsü dolaştırarak onların şu yaşadığı sıkıntıda haklarını gasp etmiş olmayacak mıyız? Salgının tekrar başlamasının sebebi bizler olacağız. Biz yaş grubundaki insanlar olacak. Bilinçsiz insanlar olacak. 65 yaş üstü ve 18 yaş altı insanlar fizyolojik olarak biz orta yaş grubundaki insanlardan daha fazla hareket etmeye ihtiyacı olan insanlar. Bu insanlarımıza yazık günah değil mi? Hala evlerdeler. Salgın tekrar başlarsa yasaklar da devam edecek.”Yüz yüze eğitimin önemine de değinen Yıldız kontrollü sosyal hayat döneminde tedbiri elden bırakmamak gerektiğini bir defa daha anımsattı. Rehavete kapılmayarak çocuklarımızı, gençlerimizi ve eğitimlerini de düşünerek hareket edilmeye davet eden Yıldız şunları paylaştı: “Eğitim açısından bakıldığında evlatlarımız 3-4 ay örgün eğitimlerini göremediler. Yüz yüze eğitim göremediler. Salgın döneminde yüz yüze eğitimin, öğretmenle sınıfta eğitimin ne kadar önemli olduğunu anladık. Vatandaşımız bunu anladı. Demek ki bilgisayardan toplu bir şekilde ekran karşısında eğitim olmuyormuş. Eğitim sadece bilgi aktarımı değil aynı zamanda bir davranış geliştirmekmiş. Biz bunu uzun zamandan beri unuttuk. Tabi ki bunun sorumlusu vatandaşlarımız değil. Son 20-30 seneden beri test ve tost arasına sıkıştırılan eğitim sistemimizin getirdiği bir sonuç ve bu salgın süreci de bize bunu gösterdi. Demek ki eğitim, gerçek anlamda okulda davranış geliştirmekmiş. Biz bunu anladık. Biz öğretmenler de kendimize geldik. Okullarımızdaki eksikleri gördük. 30 Ağustos’tan itibaren telafi eğitimine geçilecek. Çok sıkı bir 3 haftalık geçen sene yüz yüze eğitimde kaybetmiş olduğumuz süreci tamamlama noktasına geçeceğiz. Vatandaşlarımız çok dikkat etsin. Bu salgının ikinci dalgasını yaratmayalım, yaymayalım. Çocuklarımız 4 ayı kapatmak için 1 aylık yoğun bir programa girecek. Onun haricinde bir de önümüzdeki seneye hazırlığa geçecekler. Eğitim-öğretim başlayacak. Muhtemeldir ki Cumartesi destekleme-yetiştirme kurslarıyla etütler ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan okullarda öğretim noktasındaki bilgi eksikliğini tamamlamaya çalışacaklar.Muhakkak Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarına dikkat etmemiz gerekiyor. Haberlerde görüyoruz vatandaş, maske tak diye uyaran kolluk kuvvetlerine saldırıyor. Akıl alır bir şey değil. Sadece sen hasta olmayacaksın, etrafına da bulaştıracaksın. Salgın sürecinde biraz daha serbest kalmak demek her şeyi serbestçe birbirimizin hayat hakkına kastedecek şekilde serbestçe yapmamız anlamına gelmiyor.
Bilim Kurulu üyelerimiz çok güzel söylüyor. Eğer biz hükümetin ve Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyelerini yerine getirirsek 4-6 haftada sosyal mesafeli ve maskeli hayatı bırakabileceğimizi daha da devam ettirdiğimizde 4-6 ay içerisinde ülkemizde bu virüs tehlikesinin tam anlamıyla ortadan kalkacağını birkaç günden beri söylüyorlar. Sadece dikkat edeceğiz. Yapacağımız iş bu. Elimizi yıkamaya devam edeceğiz, maskesiz çıkmayacağız, birbirimize temas etmeyeceğiz. 3-4 hafta daha buna dikkat etmemiz gerekiyor.”
