ÇEDES projesi ile din görevlilerinin okullara atanmasına tepki gösteren Eğitim İş Edirne Şubesi, kararı karşı tepkilerini yaptıkları eylemle gösterdi. Eğitim İş Edirne Şubesi Başkanı Murat Akçay, “Tüm Türkiye’de alanlardayız! Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkıyoruz! Uyarıyoruz! Bu mücadele aydınlanma mücadelesidir. Bu mücadele gelecek mücadelesidir” dedi.
Eğitim İş Edirne Şubesi, ÇEDES projesi ile din görevlilerinin okullara atanmasına tepki gösterdi.Eğitim İş Edirne Şubesi üyesi çok sayıda eğitimci ve vatandaş, Saraçlar Caddesinde toplanarak ÇEDES projesine tepkilerini gösterdi. Burada basın açıklamasını Eğitim İş Edirne Şube başkanı Murat Akçay okudu. Akçay, bugün çocukların kantinden bir tost bile alamadığını dile getirerek, şunları söyledi: “Bugün çocuklarımız okullarda, kantinden bir tost dahi alamazken; kalabalık sınıflara mahkum edilmişken, mesleki eğitim adı altında sermayeye çocuk işçi olarak sunulurken, ailesi zengin öğrenci ile yoksul öğrenci arasındaki makas daha da açılmışken, eğitim emekçileri açlık sınırında ücretlere mahkum edilmişken, 1 milyona yaklaşan atanmayan öğretmen varken, şimdi bir de çocuklarımız eğitim dışı kurumların kucağına itilmeye çalışılmaktadır.
ONCA SKANDALA RAĞMEN
Onca skandala rağmen dernek/vakıf maskesi takmış tarikatlar MEB protokolleri aracılığıyla eğitimde cirit atmaya devam etmektedir. Eğitimdeki bu gericileştirme hamleleri 28 Mayıs seçimleri biter bitmez hızlandırılmış, İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere birçok ilimizde devlet okullarına pedagoji eğitimi almamış din görevlisi gönderilmesi bunun en somut örneği olmuştur. Seçimden hemen sonra İstanbul’da Bilal Erdoğan’ın yönettiği bilinen TÜGVA’ya 238 okulun tahsis edilmesi, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)” kapsamında yapılan protokolle okullara “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanması eğitimde çok başlılığın artacağının da net sinyallerini vermiştir.
Alanında uzman eğitimciler varken konuyla ilgisi olmayan kişileri ve yapıları eğitim sistemimize sokmak kamu kaynaklarını israf etmektir. Eğitim-İş olarak, Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırı; laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıt ÇEDES protokolünü yargıya taşıdık. Bugün de burada ve tüm Türkiye’de eğitim dışı kurumlarla, gerici dernek ve vakıflarla imzalanan protokollere ve projelere karşı “Çocukları korumak, vatanı korumaktır” anlayışıyla alanlardayız. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim! Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım. Çünkü ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır. Çünkü ÇEDES protokolü tehlikelidir: Eğitim biliminden pedagojiden bihaber, çocuklarımıza nasıl yaklaşılacağını bilmeyen yetişkinleri okullara sokmak travmatik etkileri de beraberinde getirecektir. ÇEDES protokolü öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin mesleki itibarına hakarettir. Eğitim-öğretim eğitimcilerin işidir.
Tüm Türkiye’de alanlardayız! Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkıyoruz! Uyarıyoruz. Eğitimin memleketin en birincil meselesi olduğunu hatırlatıyor, uyarılarımız dikkate alınmaz ve eğitime dair sorunları çözümü için adım atılmazsa eylemliliğimizin artarak devam edeceğini ilan ediyor, tüm yurttaşlarımızı da destek vermeye davet ediyoruz. Bu mücadele aydınlanma mücadelesidir. Bu mücadele gelecek mücadelesidir. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir.”
Basın açıklamasının ardından topluluk sessizce dağıldı.