Önceden söyleyelim. “Güneş çarığı çarıkta ayağı sıkar”
Genel anlamda yapılacak toplumsal tepkiyi bile tahammülümüz kalmamış hemen koruma kalkanları devreye giriyor.
Herkes zaten zararına satış yapıyor maliyetler bile karşılamıyor ufak bir Nüans var arada meslek odalarının desteği ile ertesi gün zam yapılabiliyor öte yandan sabit gelirliler ise TÜİK rakamlarına mahkum.
Her şeye seçimler dışında tepki göstermek kötü bir alışkanlık olarak değerlendiriliyor bu günkü ortamda.
Sosyal medyayı sevmeyebilirsiniz sonuçta en hızlı örgütlenme alanı olarak kullanılıyor.
Bir hafta gibi kısa zamanda yiyecek sektörüne karşı ‘’toplumsal tepki’’ örgütlendi ülkede.
Başarı oranını tartışabiliriz belki bir avuç belki de birkaç kum tanesi bilinmez sonuçta yakılan bir meşale var.
İlerleyen zamanlarda yapılacak ‘’TT’’ ÇALIŞMALARINA IŞIK TUTACAK.
Şimdi de sıra belki de çok mağazalı kurumsal şirketlerde bilinmez seçimlerde iktidara karşı gösterilen toplumsal tepki diğer alanlara yayılabilir.
Esasında ulaşması gerekiyor.
Ekonomik sistemler 10 yılda bir güncellemeler yapar çok kişi farkında mı bilmiyorum.
Geçen dönemde yaşadıkları enflasyonist maliyetleri fiyatlarına geri yükleme yapar ve kullandıkları aracı kuruluşların kazandıklarını kendine emanet olan gelirleri geriye çağırırlar.
İş kuralı burada saklı yaşadıklarımızın sebebi bu sistemin çalışması.
Kural koyucular bize ve aracı firmalara bıraktıkları emanetleri kısa zamanda geri aldı. Bizler kendimizi zenginleşmiş olarak düşünürken şaşırdık ve bu günleri yaşıyoruz.
Bir yazıda bitecek konu değil ‘’TOPLUMSAL TEPKİ’’ rakamsal öneri ve anlatımlarda olur daha detaylara da girilebilir.
Toplumsal tepkiden korkulan toplumlarda iktidarın ve diğerlerinin saklayacağı ve gizlemek zorunda oldukları meselelerin çokça olduğu düşünülmelidir.
Güç ve koruma alanlarının gizliliklerini kimse anlatmak istemez ve zayıf yönlerini göstermek işlerine gelmez.
Ekonomide herkes ‘’zengin yaşayamıyor maalesef’’
Hizmet edenler ve hizmet edilenler olarak ikiye ayrılıyoruz sizin için ne tarafta olduğunuz önemli.
Kural koyucular için fark etmiyor onlar her tarafta da zaten kazanıyorlar.
Yaşadıklarımız sınıfsal çıkışlar mücadelesi.
Sisteme tepkilerimizi sadece meydanlarda verebileceğimiz algısına kapılmamalıyız.
Toplumsal tepkiler aniden oluşamaz katman sistemi ile yükselir demokrasiyi yürütebilmek için her alanda harekete geçmeliyiz.
Oyun kurucuları seyretmek yerine ulus oyun kurucu olduğu zaman demokratik kurallar daha sağlıklı işler.
Bu açıdan adım adım yürüyeceğiz bizleri düşürmelerine müsaade etmeyeceğiz.
Sadece ulus olarak yürüyoruz yolumuzda maliyet hesaplarının arkasına sığınanlara cevabımız demokratik olacaktır.
Yaşam ölçüleri başkaları tarafından tespit edilenlerin ellerindeki önemli koz toplumsal tepkidir.
Sadece seçim sandıkları ve miting alanları değil her alanda devam edecektir.
Bu gün önemsenmeyen tepki oluşmadığına inanılan toplumsal düşünce hareketi zaman içinde başkalarına da faydası ve ihtiyaçları olacaktır.
Uluslarda herkesin geliri ve yaşam biçimleri eş değerde olmasının eşyanın tabiatına aykırı olduğu bilene bir gerçek.
Gelir düzeylerine göre yaşam bilançolarını düzenlerler.
Önemli olan az gelirlilerin,
Kazandıklarının yaşantılarına etkileri değerlendirilir.
Herkes yaşam bütçelerinin sonsuz olmasını arzu eder
Yer küredeki kıstaslar ile mümkün olması imkansız.
Aradaki dengesiz oluşan alan ancak sosyal devlet anlayışı ve kazancın aşağıdan yukarıya doğru dağıtılması ile düzeltilebilir.
İnanın her 10 yılda bir yaşadığımız ve yaşayacağımız küresel düzeltme hareketleri asırlar boyu devam edecektir.
Başkalarının kazandıkları esasında hiçbir kesimi ilgilendirmiyor sadece yeterince gelir elde edemediğimiz için bu çalkantıları ve toplumsal tepkileri yaşıyoruz.
Hak ettiğimizi kazandığımız zaman demokrasi ile yönetildiğimizi anlayacak ve göreceğiz.
