Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği ve Edirne Kent Konseyi, Meriç Nehri kıyısına yapılarak, geçtiğimiz haftalarda Edirne Valisi Ekrem Canalp tarafından hizmete açılan beton santralinin girişinde açıklama yaparak, bakanlığın ‘ÇED raporuna gerek yoktur’ kararı için dava açtı. Bu arada hizmete açılan beton santralinin davada olumsuz bir sonuç çıkması halinde ne olacağı da merak konusu oldu.
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği ve Edirne Kent Konseyi, Meriç Nehri kenarında yapılan beton santralinin önünde, Nehirlerin amacıyla için toplandılar. Toplanan grup adına basın açıklamasını Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Ayten Eren yaptı.
Eren,tesis sahibi firmanın ilave beton santrali yapmasına ve nehirden çektiği kumun miktarının artırılmasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED raporuna gerek olmadığı kararının çıktığını hatırlattı. Kentin geleceği ve insan sağlığı ve Meriç Nehri çevresindeki canlı yaşamı savunmak için bakanlığın bu kararına karşı olduklarını dile getiren Eren, “Beton üretim tesisi değil, doğal yaşamın korunup geliştirilmesini talep ediyoruz. Edirne’mizin iç nehre olan kıyısı nedeniyle günümüze kadar ticaret, kültür ve önemli kentlerden biri olmuştur. Meriç, Tunca ve Arda Nehirlerimizin gerek tarımsal sulama gerek en güzel gün batımı manzaraları ile çevresinde oluşturduğu hassas ekosisteminin özenle korunması gerekiyor” dedi.
ÇEKİLEN KUM YÜZÜNDEN NEHRİN DOĞAL YATAK FORMU DEĞİŞTİ
Eren, Meriç Nehri’nden son 15 yıldır yapılan ticari amaçlı kum çıkarıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Çekin kum yüzünden, doğal yatak formunu değiştirmesi sonucunda aşındırma ve biriktirme faaliyetlerinin değiştiği yer altı suyunun dolaşımını da olumsuz etkileyeceği bilim insanlarınca raporlandı. Ayrıca açılan geniş boyutlu çukurlar, tonlarca dökülecek malzeme yığınları, tahrip edilmiş araziler doğal görüntüyü bozarak Meriç Nehri’ni spor amaçlı ve halkın kullanımını engelleyecek. Nitekim bu faaliyetlerden sonra Karaağaç semtindeki su kuyularının derine indiği tarım yapmanın zorlaştığı görüldü.
Meriç Nehri çevresinde 72 çeşit kuş türü vardır ve bunun 38 tanesi nehir ve yakın çevresinde üremektedir. Bu tesisten oluşacak toz ve gürültünün kuş popülasyonunu ve kuş göç yolunu olumsuz etkileyeceği bilim insanlarının tespitleri arasındadır.
SADECE EDİRNE’DE BULUNAN BİTKİ, OCAK YÜZÜNDEN YOK OLMANIN EŞİĞİNDE
Sadece Edirne florasında kayıtlı olan rorippa edirnesse endemik bitkisi söz konusu kum ocağından Meriç, Tunca bileşimine kadar olan alanda 2010 yılına kadar toplanıp bilim insanlarınca dünyaya tanındırılmış ve litarüte girmiştir. Oysa bu çevrede yapılan kum çakıl çıkarma sırasında tahrip edildiği biliniyor. Bu resmi kurumların ne kadar bilim dışı kafalarına göre iş yaptığının bir örneğidir. Ağaç dikilmesi bile yasak olan taşkın alanlarında beton santrali kurmak hangi yasal mevzuata uydurulur bilemeyiz ama Meriç’ten çıkarılacak aşırı kumun akarsu ekolojisini bozacağı herkesçe bilinmektedir.
ÇEVRECİ KURUMUN NEDEN ‘DUR’ DEMEMESİNİ ANLAMIYORUZ
Çevreyi korumakla yükümlü makamların bunları görmeyerek projeye ‘dur’ dememesini anlayamıyoruz. Karar vericilerin şirket karlılığı mı yoksa kentimize doğamıza vereceği onlarca zararlar mı konusunda bir daha değerlendirme yapmalarını istiyoruz. Projeye göre bu alana kimyasal ve benzeri malzeme taşıyan 350 adet kamyon trafiği olacaktır.
TESİSİNİN YERİ YANLIŞTIR
Bu projenin gerek yer üstündeki canlılar için risk yaratacağı ve kent yaşamına zarar vereceği akademik çalışmalarca gösterilmiştir. Beton üretim tesisin yeri yanlıştır. Bu proje için her alandan bilimsel verilerle desteklenerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu yanlış kararına karşı dava sürecimizi başlatmış bulunmaktayız. Edirne’mizin can damarı olan nehirlerimizin hava koridoru olan yeşil alanlarımızın doğal haliyle korunması adına telafisi mümkün olmayacak sonuçlar yaşanmadan bu projeden vazgeçilmesi kentlilerin acil talebidir. Nehirler beton üretim tesisi değil canlıların yaşam ortamıdır. Bilim insanlarınca söz konusu alanda bu tesisi kurmak yerine toplum sağlığı açısından tüm halkın faydalanabileceği hatta Edirne dışından gelen insanlarımızın da temiz hava alabileceği, spor yapabileceği, dinlenip eğleneceği alan olarak düzenlenmesinin uygun olacağı bildirilmiştir. Buraya beton üretim tesisi yapacağına balık ve akarsu canlılarının doğal alanda üremesi ve arttırılması için çalışmalar yapılması gerekmektedir.”
FİRMA YETKİLİSİ, BİZİ YANLIŞ ANLATIYORLAR
Öz Meriç Kum ve Madencilik Turizm İnşaat ve Tic.Ltd. Şti Genel Müdürü ve Edirne Nakliyatın ortaklarından Ahmet Yılmaz ise basın açıklaması yapılan alanda çevrecilere yanıt verdi. Basına da açıklamalarda bulunan Yılmaz, kumu uzun yıllardır çıkartıp, kullanılabilir hale getirdiklerini ve inşaatlara sevk ettiklerini bildirdi.
Günlük kum çıkartma kapasitelerinin 2500-3000 bin ton civarında olduğunu dile getiren Yılmaz, “Piyasalar durgun olduğu için şu anda talepler az. Şuan devlet demir yollarındaki çalışmadan dolayı İstanbul’a kum gönderme kapasitemiz. Bu santrali kurmamızın amacı da, ocak içinden yollara kamyonların çıkmasını önlemek, nakliye mesafesini azaltmak. Kaliteli ucuz kilit parke taşı üretip Trakya’nın köylerine sunmak. Biz santralin yeri ile ilgili 15 kurumun görüşlerini aldık . Burada 4 tane santral kuracağımız beyan ediliyor. Biz buraya 4 santral kurmuyoruz. Her ürün için bir santral şartı koşuyorlar, biz de bunu yerine getirmek için ÇED raporumuzda bunu belirtmek zorundayız. Kurduğumuz ve kuracağımız santralde bu zaten. Buna artı olarak bir santral kurulacak durum yok.” Yılmaz, ayrıca çekilen kumun taşkını önlediğini de sözlerine ekledi.
