Babaeski İlçesi’nde, Emekli Kıdemli Yüzbaşı Musa Aktaş, yeni tip Coronavirüs (Covid-19) salgın hastalığı tedbirleri kapsamında “Evde Kal” kuralına uyarak, üç ay içinde dışarıya çıkmadığı günlerde kayın pederinden kalma yer evini adeta müze haline getirdi.
Çin’in Wuhan kentinde çıkan Coronavirüs (Covid-19) salgını, hızla yayılım göstererek tüm dünyayı tehdit ettiği gibi ülkemizde de görülmesi üzerine vatandaşlarımızı korumak ve salgının yayılmasını engellemek için alınan tedbirler kapsamında, “Evde Kal” kuralına uyan 64 yaşında ki evli iki çocuk babası İskenderun 39. Mekanize Tugay Komutanlığından emekli Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Aktaş, üç aylık süre içinde dışarıya çıkmadığı günlerde, Gazi Kemal Mahallesi İnönü Caddesinde yer alan kayın pederinden kalma boş yer evini, aile büyüklerinden kalma eşyalarla, “Anı ve Özel Müze” olarak düzenledi.
Aktaş, yaptığı açıklamada; amacının, kayın pederi ve kayın validesi’ nin yaşarken hatıralarını yeniden canlandırmak olduğunu belirterek, şunları söyledi.“Ben Emekli Kıdemli Yüzbaşı Musa Aktaş, Türk Silahlı Kuvvetlerinde 30 yıl hizmet ettikten sonra 2002 yılında emekli olup, eşimin memleketi olan Babaeski’ye yerleştim. Şu an emeklilik yaşamımı burada sürdürmekteyim. Aslen Afyon ili Dinar ilçesi, Avdan Köyündenim. Sizlere Koronalı günlerde yaptıklarımızdan söz etmek istiyorum. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi, 16 Mart 2020’de ülkemizde de, Koronalı günler başladı. Bu nedenle; her insanımızın yaşamında söz konusu virüsün yaratabileceği olumsuz etkiler, tedirginlik ortaya çıktı. Bizde, yaşamımızı kısıtlayan bu günleri nasıl atlatırız, ne gibi etkinlik yaparız arayışı içine girdik. Bu düşüncelerle, hem bir şeyler üretmek, hem de virüsün yarattığı tedirginlik, korku ve ümitsizliği yok etmek maksadıyla; Kayınpederimin Bahçe içindeki yer evini eşim ile birlikte “Anı ve Özel Müze “olarak tasarlamaya karar verdik.
Sıkı bir çalışmayla; bizden öncekilerden bize gelen ve bizden de bizden sondakilere kalacak olan, çok özel eşya ve gereçleri, titizlikle hazırlayıp “Anı ve Özel Müze” odamızda sergiledik. Bu özel eşya ve gereçleri şöyle sıralayabiliriz: Kayınpederimin kasap iken kullandığı; tüm alet ve edevatları bir çanta içinde toplayıp, yeni nesillere bu aletlerin tanıtılmasını amaçladık. Eski kanaviçe islemeleri pano içinde sergiledik. Oturma sedirini, ilk kullanıldıkları gibi olduğu şekilde yerleştirdik. Altmış yıllık duvar halısını aynı şekilde yerinde bıraktık. Afyon/Dinar yöresinden büyükannemizin dokuduğu en az 150 yıllık yastık ve heybeyi ayrıca, kahve cezvesi ve değirmeni sergiledik. Salona 60 yıl önce serilen kilimleri yaydık. 85 yaşında ki Kayınpederim Yaşar Yarar ve 80 yaşında ki kayınvalidem Havva’nın 1959 yılında giydikleri damatlık ve gelinliği maketlere giydirerek, günümüze kadar özenle saklanarak bize ulaştığını ve o yıllardaki gelinlik ve damatlıkların nasıl olduğunu göstermeye çalıştık. Çeyiz sandığı ve Kayınvalidemin el işlemelerini sergiledik. Mübadele yıllarından(1923) Keçi sürüsüyle gelen çanlar ise müzemizin değerli malzemeleri arasındadır.
Eski radyo ve pikap, dokuma gereçleri, tel dolap, bakır kaplar, yer sofrası, oraklar, soba ve diğer koleksiyonlar müzemizin en değerli hazineleridir. O yılların en kıymetli eşyaları ve hatıraları arasında bulunan Kayınpederimin asker bavulu, bu güne kadar özenle saklanması hususu, askerliğin ne denli önemli olduğunu vurgulamaktadır. Koronalı günlerin diğer etkinliklerine gelince; Bahçe içine yaptığım “Dilek Ağacı”, odunluk kapısına yapılan resimler ve en önemlisi olarak ta “Korona Hatıra Panosu’ nu” sayabilirim. Ben, eşim İlknur ile koronalı günlerimizi böylesine, yararlı bir çalışma ile geçirdiğimiz için, çok mutluyuz, bize bir nevi terapi gibi geldi. Öte yandan devletimizin virüs nedeniyle, koymuş olduğu kurallara da, bu vesile ile uyduğumuzu söyleyebiliriz. Koronalı günlerin bir an evvel bitmesini canı gönülden diler, herkese sevgi ve saygılarımızı sunarız.” -Haber: Metin KARAKUŞ/BABAESKİ
