featured

Dr.Can İyiiz diyabete dikkat çekti..

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen Diyabet hastalığı ile ilgili Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi’nde açıklamada vatandaşları uyaran Dahiliye Uzmanı Dr. Can İyiiz “ Diyabet her zaman kalp damar sistemi hastalıklarıyla birlikte. Yani kandaki şekerimiz ne kadar yüksekse damar çeperindeki bozulma o kadar şiddetli oluyor. Kılcal damarları tutan durumlar var. Ki bunları işte gözde, böbreklerde ve ayaklarda özellikle çok fazla rastlıyoruz”dedi. Ramazanda şeker hastalarının oruç tutması konusunda değerlendirmede bulunan Dr. Can İyiiz, insülin kullananların oruç tutmasının hayati tehlike oluşturduğunu, oruç tutmadan önce hastanın hekimiyle görüşmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Çayda şeker kullanmayan hastaların tatlandırıcı kullanmasına da değinen İyiiz, tatlandırıcının kanserojen olduğunu ve önermediklerini belirtti.

“SABAH KAN ŞEKERİ VEREN HASTANIN ŞEKER DEĞERİ 127 MG ÜSTÜNDEYSE DİYABET TANISI KOYUYORUZ”

Kan şekeri konusunda 100 ve 127 rakamlarının önemini açıklayan Dr. Can İyiiz“Diyabet tanımı itibariyle kandaki kan şekerinin kronik olarak yüksek olma hali. Ve bununla beraber bunun sonucu olarak seyreden kalp damar sisteminin kalp krizi, felç gibi istenmeyen durumları olarak bunu tanımlayabiliriz. Şimdi diyabet deyince mutlaka  değeri gerekiyor sayısal bir değer. Kimlere diyabet hastası diyoruz? Hastamız gece yatıyor. On birden sonra bir şey yiyip içmiyor. Sabah kalkıyor 8-9 arası açlık kan şekerini verdiği zaman bunun biz 100 miligramın altında olmasını arzu ediyoruz. 100 miligramın altındaysa bu hastaya normal diyoruz. Şeker hastalığı açısından. 100-127 miligram arasındaysa o zaman diyoruz ki bu hastanın şeker metabolizmasına bir sorun var, bozulmuş açlık glikozumuz var diyoruz. Bu hastalara metabolik açıdan, beslenme açısından dikkatini çekiyoruz. Çünkü bu hastalarımızın ileride şeker hastası olma ihtimali yüksek oluyor. Eğer 127 miligramın üzerindeyse sabah açlık kan şekeri, o zaman diyoruz ki sizin diyabetiniz var. Kesin olarak bunu söyleyebiliyoruz. Bunun yanında birçok sağlık tesisinde yapılmakta olan 3 aylık ortalama kan şekerimiz hemoglobin A1C değerimiz var. Eğer bu değer 6,5 ve üzerinde çıkıyorsa yine bu kişiye diyabet tanısı koyabiliyoruz”dedi.

“TOKLUK KAN ŞEKERİ 200 MG ÜZERİNDEYSE SİZE ŞEKER HASTALIĞI TANISI KOYABİLİRİZ”

Tokluk kan şekerinden bahseden Dr. Can İyiiz “Tokluk kan şekeri bize çok sık sorulan bir soru. Şimdi tokluk kan şekerinin tanımını yapmak lazım öncelikle. Kişi öğlen ya da akşam yemeği olabilir. İlk lokmayı ağzına attıktan 120 dakika sonraki kan şekerine biz tokluk kan şekeri diyoruz. Yani ikinci saati. Bu kan şekeri değerinin 140’ın altında olmasını arzu ediyoruz. 140 ile 200  arasındaysa bozulmuş glikoz toleransımız var diyoruz. Yani bunun anlamı şekere yatkınlığınız var. Ya da gizli şeker denebiliyor halk arasında bu hastalara. Bu hastaların da ileride şeker hastası olma ihtimali yüksek oluyor. Şeker hastalığı gelişmese bile, kalp damar hastalıklarına bunlar meyilli oluyorlar. Onun için dikkat etmek gerekiyor. Eğer tokluk kan şekeriniz 200 miligramın üzerindeyse kati surette size şeker hastalığı tanısı koyabiliriz. Yüzde 99’una bu yöntemlerle tanı koyuyoruz. Koyamadıklarımıza nadiren yükleme testine de ihtiyaç oluyor ama pratikte çok fazla yükleme testini kullanmıyoruz açıkçası. Bu değerler bize yetiyor”dedi.

“DİYABET KALP DAMAR HASTALIKLARINA SEBEP OLUYOR”

Kalp hastalıklarının yanı sıra gözde, böbreklerde ve ayaklardaki kılcal damarlarda bu hastalığa rastlandığını dile getiren Can İyiiz“Peki neden diyabeti bu kadar çok tedavi etmeye çalışıyoruz? Kan şekeri yüksekliği neden bizi bu kadar endişelendiriyor? Çünkü diyabet her zaman kalp damar sistemi hastalıklarıyla birlikte. Yani kandaki şekerimiz ne kadar yüksekse damar çeperindeki bozulma o kadar şiddetli oluyor. Ve o kadar sıklıkla, o kadar fazla bir şekilde kalp damar hastalıklarına maruz kalıyoruz. Bu kalp damar hastalıklarını iyi anlaşılması için ikiye ayırabiliriz. Şöyle, bir kılcal damarları tutan durumlar var. Ki bunları işte gözde, böbreklerde ve uzuvlar dediğimiz ayaklarda özellikle çok fazla rastlıyoruz. Ne oluyor? Gözdeki damarlar tutulduğu zaman retina dediğimiz ası tabakası var gözün. Buradaki kılcal damarlar tutulduğu zaman görme kaybına kadar giden görme bozuklukları oluyor. Böbrektekiler kılcal damarlar tutulduğu zaman Böbrek yetmezliğine rastlıyoruz ki diyaliz servislerine gidip baktığımızda bu hastaların yaklaşık yarısının diyabet hastası olduğunu göreceksiniz. Diyabet, böbrek açısından çok önemli bir hastalık. İşte bu kılcal damar tutulumu yüzünden. Ayaklarda ise bizim çok korktuğumuz hastaların da devamlı işte aradıkları, çekindikleri, bize başvurdukları ülsere yaralar oluşuyor. Bu yaralar bir ülser şeklinde başlıyor. Akıntı oluyor, kemiğe doğru ilerlerse zaman müdahale edilmezse maalesef ayak kayıplarına kadar gidebiliyorlar. Bunlar kılcal damar hastalıkları. Bir de büyük damarları tutuyor bu hastalıkta. Büyük damarları tuttuğu zaman işte beyni tuttuğu zaman felçle karşılaşıyoruz. Inme dediğimiz halk arasındaki. Kalp Kalp damarların tuttuğu zaman işte göğüs ağrısı, kalp yetmezliği ve kalp krizi dediğimiz durumlarla karşılaşıyoruz. Yine ayak damarları, büyük damarlar da beraberinde tutuluyor. buradaki damar tıkanıklığı işte kalpteki bacaktaki kangrene kadar gidebiliyor. Bu da maalesef ayağının kaybına yol açabiliyor hastanın”dedi.

“NE KADAR YÜKSEK KAN ŞEKERİ O KADAR DAMARLARDA BOZULMA VE TIKANMA SEBEBİ”

Kan şekerinin yüksek olmasının damarlarda bozulma ve tıkanıklığa neden olduğunu anlatan Can İyiiz “Damar sertliğini nasıl hızlandırıyor? Yani ben hastaların anlaması için şöyle örnekler veriyorum. Şimdi diyorum ki onlara bir kalebodur, bir marley zemine bir kola ya da şekerli bir suyu dökün. İki üç saat kuruması için bekleyin. Ondan sonra lastik ayakkabınızla ya da lastik terliğinizle onun üzerine yürümeye çalışın. O zemin ayakkabınızı böyle tutacaktır, yapıştıracaktır, yürümekte zorluk çekeceksiniz. İşte bu şekilde kanımızdaki yağlar gidip damar çeperine şekerin çok yüksek olduğu bir ortamda yapışıyorlar. Yağ plaktan oluşturuyorlar. Ve bu yağ plakları çatladığı zaman o damarlarımızda gezen pıhtılaşma hücreleri hemen oraya yapışıyor. Bir yapıştığı zamanda işte pıhtı oluşuyor, damar tıkanıklığı, felç, kalp krizi bu şekilde şeker hastalığıyla birlikte oluşuyor. Onun için ne kadar yüksek kan şekeri o kadar damarlarda bozulma, tıkanma gibi şeylere sebep oluyor. Peki diyabetin tanımını yaptık. damar hastalıklarından bahsettik”dedi.

“NEDEN DİYABET OLUYOR”

Diyabetin neden olduğundan bahseden Dr. Can İyiiz“Diyabet oluşumunun birkaç sebebi var aslında. Bir tanesi insülin direnci. Bir tanesi kilo fazlalığı dediğimiz obezite. Uluslararası tanımıyla. Rafine karbonhidratların aşırı tüketimi ki bunlar aslında birbiriyle bağlantılı durumlar. Ve hareketsiz yaşam. hepsi dikkat edersiniz birbirinin içine geçmiş durumda. ”dedi

“İNSULİN KULLANAN HASTA ORUÇ TUTMAMALI”

Eğer gizli şeker hastasıysanız, insülin direnciniz varsa yada şeker hastasıysanız çok daha fazla insülin salgılayıp, acıkmanız daha şiddetli oluyor. Bir kere hastamız insülin kullanıyorsa oruç tutmayacak. Ya insülin kullanan bir hastada oruç tutmak gerçekten hayati tehlike oluşturabilir. Eğer ilaç kullanıyorsanız ilaç gruplarının bazıları gerçekten kan şekerini ani düşürmüyorlar, dengeliyorlar. Hekiminizle bunu konuşarak, eğer bu ilaç gruplarından kullanıyorsanız ayrıntısına girmek istemiyorum. Oruç tutmanız çok önerilmez ama en azından hayati risk oluşturmaz, oruç tutmanız. Bu tür ilaçları kullanıyorsanız oruç tutabilirsiniz. Ancak ilaç kullanmanıza rağmen, bazıları direkt ilaçların insülin üzerinden etki ediyorlar. Yani kandaki insülin düzeyini arttırıyorlar. Kan şekerini dengelemek için. Eğer bu grup ilaç kullanıyorsanız, tıpkı insülin kullanıyormuş gibi hayatı tehdit eden kan şekeri düşmeleriyle karşılaşabilirsiniz. Onun için bu hassas bir konu bu. Mutlaka hasta özelinde hastayı takip eden hekimle beraber hastanın hekimine oturup buna göre karar vermesi gerekiyor. Ancak ben insülin kullanan hastaları bunun dışında tutuyorum. Oruç tutmamalarını öneriyorum”dedi.

“ÇAYDA TATLANDIRICI ÖNERMİYORUZ”

Çayı şekersiz içemeyen hastalarına tatlandırıcı önermediklerini ancak şeker yerine tatlandırıcı kullanmak isteyene karışmadıklarını, tatlandırıcının kansorejen olduğu konusunda uyaran İyiiz“ Tatlandırıcıları önermiyoruz. Bakın tatlandırıcılar çok tartışmalı bir konu. Ciddi şekilde kanserojen etkileri var. Yani sağlıklı ürünler değiller. Ha bir hastamız bize geliyorsa biz ne yapıyoruz? Çaresiz kalma. Yani doktor Bey ben şekersiz çay içemiyorum. Tamam diyoruz hani böyle böyle zararlı bu. Hani gerekirse bu tatlandırıcıyı kullan. Ama biz taraftar değiliz diyoruz. Ben hiçbir yakınıma kullandırmıyorum. Hastalarıma önermiyorum. Ama bir diyabet hastası tip1 diyabet, tip2 diyabet hastası eğer çayına beyaz şeker koyacaksa ve o tatlandırıcı koysun. Ama biz önermiyoruz. Tatlandırıcı kullanmasın”dedi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Dr.Can İyiiz diyabete dikkat çekti..

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Edirne Postası - Edirne Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!