DİSK – Emekli-Sen Babaeski Şubesi, “1 Eylül Dünya Barış Günü” dolayısıyla, bir basın açıklaması yaptı.Şube binasında gerçekleşen basın açıklaması Şube Başkanı Ercan Eren tarafından okundu.
Eren, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Emekliler Barış Diyor! 1 Eylül, Hitler’in Polonya’yı işgal ederek 60 milyon insanın ölümüne neden olan II. Dünya Savaşı’nı başlattığı tarihtir. 1 Eylül, savaşın; yoksulluk, geceleri uykusundan edilen çocuklar, bombaların arasında yaşam mücadelesi veren gençler ve elbette ölümden başka bir şey getirmeyeceği hatırlanarak dünya halklarının bir kez daha böylesi acılar yaşamaması adına Dünya Barış Günü olarak tarihe geçmiştir. Ne var ki, bugün de Dünya Barış Gününde cümlelerimize savaşla başlamak zorunda kalıyoruz. Çünkü bugün, II. Dünya Savaşı’nın üzerinden 70 yıl geçmiş olmasına karşın, kendi coğrafyamız başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında emperyalistlerin köşe kapma oyunlarında silahlar sermaye için ateşlenmeye, bombalar masum halkların üzerlerine bırakılmaya devam etmektedir. Bugün emperyalistler, maşaları aracılığıyla Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmekte; terör saldırıları Avrupa kentlerinde sürmektedir. Emperyalizm, bugün tüm dünyada can almaya devam etmektedir. Bugün sermayenin savaş politikası, iktidarların ırkçı, ayrımcı ve mezhepçi söylem ve uygulamalarını tırmandırmak şeklinde kendini gösterirken; ırkçılık ve ayrımcılık dünya genelinde etkisini arttırarak yeni katliamların önünü açmaktadır. Bugün, petrolün siyahı ve doların yeşili için savaş çıkaranların karşısında işçiler ve emekçilerin kanı dökülmektedir. Silahlar ateşlenmeye devam ettikçe kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm insanlık şiddetin en ağır biçimlerine maruz bırakılmakta; köleleştirilmekte, istismar edilmekte, öldürülmektedir. Savaşta ölenler, bugün de savaşı çıkaranlar değil çocuklar, işçiler, emekçiler, yoksullar ve yaşlılar olmaktadır. Biz emekliler, tüm dünya halklarının kardeşliğine inanıyor; torunlarımıza barış içinde bir dünya bırakmak için mücadele etmeye devam ediyoruz. Biliyoruz ki; savaş adaletsizlik, tutsaklık, eşitsizlik üretir.
Biliyoruz ki savaş; emeği; işçilerin birliğini etnik gruplar ve mezhepsel ayrılıklar şeklinde böler. Biliyoruz ki savaş; işçilerin ürettiği artı değere el koymak için mücadele eden emperyalistlerin savaşıdır. Savaş, emeği daha fazla sömürmek ve halkları yoksulluğa ve açlığa sürüklemek isteyenlerin savaşıdır. Savaş, iş, ekmek ve özgürlük mücadelesi veren dünya halklarının üzerlerine panzerlerle gitmeye, gaz bombalarıyla sürüklemeye bahane arayan sermayenin elindeki en güçlü gerekçedir. Ancak onlar da bilsinler ki; öldürülen, sürgün edilen, işkenceye maruz bırakılan, tecavüze uğrayan; yani savaşın bedelini ödeyen bizler; dünyanın yoksul ve emekçi halkları, insan onuruna yakışır biçimde yaşayacağımız bir dünya kuracağız. Savaşa, savaş çetelerinin, savaş tüccarlarının, savaş çığırtkanlarının birliğine karşı barış dolu bir dünyayı tüm dünya işçi ve emekçileriyle; dünya yoksul halklarıyla el ele; kendi ellerimizle inşa edeceğiz.” Ne diyordu şair: “Bombardıman uzağınız ne güçlü generalim, Fırtınadan tez gider, filden zorlu. Ama bir kusurcuğu var; Usta ister yapacak. İnsan dediğin nice işler görür, generalim, Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin. Ama bir kusurcuğu var; Bilir düşünmesini de.” Bir kez daha haykırıyoruz: Silah ve bomba değil; iş ve ekmek istiyoruz! Bir kez daha haykırıyoruz: Yurtta barış, dünyada barış! Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!”
Haber: Metin KARAKUŞ/BABESKİ
