GAZETECİ NASIL OLUNMAZ !….

    *Gazeteci dediğin; her zaman gerçeğin ve doğru bilinenin peşinde, basın meslek ilkelerine bağlı, kamu yararını her şeyin üzerinde tutan, insan haklarına ve farklı düşüncelere saygılı bir anlayışla mesleğini sürdüren bir kimse olmalı. Bu kuralları yerine getirmeyen ise GAZETECİ değildir, olamaz.

      *Bilindiği üzere 50 yıl önce bugünkü gibi makinalar, ulaşım, iletişim araçları vs. gibi teknoloji yoktu. Bizim zamanımızda Gazetecilik  çok daha zor ve heyecan veren bir meslekti. Hiçbir haber ve röportajımız nedeniyle bir soruşturma geçirmedik. Çünkü hep doğruları yazdık, bunların soruşturmasını yapmadan Gazetemizde yayınlamadık. Haber kaynağımızı asla söylemedik. Hangi fikirden, hangi siyasi görüşten olursa olsun haberlerin doğruluğuna bakarak, onları yayınlamayı uygun gördük. Bu nedenle de hiçbir zaman başımız ağrımadı. Haberde objektif olduk, habere yorum katmadık. İşte bu kurallara uymayan bence Gazeteci değildir, GAZETECİ ASLA OLAMAZ.

        *Gazeteci asla doğrudan vazgeçmemeli ve haber kaynağını ise kesinlikle açıklamamalı ve küstürmemeli. Haberin içeriklerini düzenli şekilde yani bizim 5N-1K diye nitelendirdiğimiz kurallara uygun olarak yazmalı. Haberin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini net bir dil ile yazmalı. Yani haberin başlığı, spotu, haberde olayın nerde, ne zaman ve nasıl olduğunu çok açık bir dil ile belirtmeli. Bu net kurallara uymayan Gazeteci GAZETECİ değildir ve olamaz.

        *Haberleri doğru, farklı görüş ve düşünceleri uygun bir dilde ortaya koymada, toplumun doğru bir şekilde bilgilenmesinde, bilinçlenmesinde ve toplumsal barış, huzur, güven ortamının güçlenmesinde basının çok önemli bir rolü var.  Demokrasinin güçlü ve sağlam temeller üzerine oturtulmasında, fikir ve düşünce hürriyetinin geliştirilmesinde etkin bir rol oynayan gazetecilik mesleği, en dinamik ve fedakarlık isteyen mesleklerin başında geliyor. Onun için her önüne gelenin, sıradan kimselerin yapacağı bir meslek değil. Gazeteci her zaman gerçeğin ve doğrunun peşinde, basın ahlak, meslek ilkelerine bağlı, kamu yararını menfaatlerinin üstünde tutan, insan haklarına ve farklı düşüncelere saygılı bir anlayış ile çalışmalarını sürdürmeli. Gazeteciliğin bu temel ilkelerine saygı duymayarak, bağlanmayan hiçbir kimse GAZETECİ OLAMAZ, kötü bir gazeteci kapsamına girer.

       *Kısacası; GAZETECİ namusludur, onurludur. Ahlaklıdır, dürüsttür, asla yalan yazmaz, objektiftir. Gazeteci satılık değildir, kalemini kırar kesinlikle satmaz. Makam, mevki, para pul peşinde koşmaz, rüşvet almaz, para karşılığında haber yazmaz. Ya da yazacağı haberi yazmaktan para karşılığında vaz geçmez. Ülkesini, milletini, memleketinin menfaatini ön planda tutar. Hiçbir zaman kendi veya birilerinin menfaatini ön plana çıkarmaz, menfaat beklemez. Bu kurallara uymayanlar kötü Gazetecidir, GAZETECİLİK YAPAMAZ.

      *Gazetecilik zor bir meslektir ve insana büyük bir sorumluluk yükler. Basın ahlak kurallarına ve Basın Kanununa uymayı gerektirir. Gazetecilik yazarlarının yazmayı iyi bilenlerin, zeki, yetenekli bireylerin mesleğidir. Toplumun gözü, kulağı, dili ve yönlendirenidir. Gazeteci topluma karşı sorumluluklarını unutmayan adil, objektif, gerçekçi ve doğru kimsedir. Bu temel kurallarımıza uymayanlar benim ölçülerime göre de KÖTÜ GAZETECİ demektir.

       Ehh. Ben o öyle, bu böyle, şu şöyle demeyeyim. Haklı ya da haksız hiç kimseyi rencide etmek istemiyorum. Bu konuda sizler karar verin sevgili okuyucularım….