featured

“İstanbul Sözleşmesi Kırmızı Çizgimizdir…”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Kadın Kolları il ve ilçe merkezlerinde eş zamanlı olarak “İstanbul Sözleşmesi’nin” kadın ve toplum için önemini vurgulayan basın açıklaması yaptı. Açıklamayı İl Kadın Kolları Başkanı Gül Şengün gerçekleştirdi.

İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını CHP Kırklareli İl Kadın Kolları Başkanı Gül Şengün okudu. Şengün basın açıklamasından sonra hafta sonu gerçekleştirilen CHP Kadın Kolları Kurultayı ve il kadın kollarının çalışmalarıyla alakalı bazı değerlendirmelerde bulundu. “İstanbul Sözleşmesi Kırmızı Çizgimizdir” başlığıyla açıklamada bulunan Başkan Gül Şengün, CHP Kadın Kolları Genel Merkezi’nin tüm il ve ilçelere gönderdiği basın metnindeki şu ifadelere yer verdi: “İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğü haklar, en temel insan haklarıdır ve insan hakları asla tartışmaya açılamaz. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, ülkemizde tüm kadınlar haklarını tek tek öğrenip savunana kadar sokak sokak gezeceğiz, anlatacağız, dertleşeceğiz. Haklarımızdan asla geri adım atmayacağız. Kadınların ölmeyeceği, öldürülmeyeceği; hayatın her alanında daha fazla yer alacağı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.”

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın il örgütlerine gönderilen eş zamanlı basın açıklamasının okunması talimatı üzerine Kırklareli İl Kadın Kolları Balkanı Gül Şengün de ilçe başkanlıklarına bilgi vererek açıklamanın eş zamanlı olması hususunda hassasiyetini vurguladı.CHP Kırklareli İl Başkanı Alaaddin Güncer’in geçtiğimiz hafta cuma günü (7 Ağustos) İl Kadın Kolları Başkanı Gül Şengün ile görüşerek sosyal medyada daha çok kişiye ulaşmak ve farkındalık yaratmak için saat tam 14.00’da Kırklareli Örgütü olarak aynı anda sosyal medya üzerinden “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” eylemi gerçekleştirmişti.

CHP Kırklareli İl Kadın Kolları Başkanı Gül Şengün şu açıklamada bulundu: “Kırklareli İl Kadın Kolları olarak hem il yönetimimizde hem de ilçelerimizde birbirinden tecrübeli ve heyecanlı bir kadın ekibiyle çalışıyoruz. Bizim amacımız genel merkezimiz ve il başkanlığımızla uyumlu çalışmak, partimizin kadın politikalarını halka en doğru şekilde anlatmaktır. Bunun için de elimizden geleni yapmaya gayret gösteriyoruz. İlçelerimizde çok değerli başkanlarımız ve yöneticilerimiz var, onlar da ellerinden geleni bulundukları yerlerde yapmaya çalışıyor, hepsiyle gurur duyuyorum. Kırklareli Kadın Kolları olarak her daim kadın kollarımızın yanında olan İl Başkanımız Sayın Alaaddin Güncer’e ve ekibine de uyumlu ve özverili çalışmalarından dolayı ayrıca teşekkür ederim. Kırklareli Kadın Kolları olarak yepyeni bir çalışma modeli üzerinde çalışıyoruz, çok yakında bunu örgütümüzle de paylaşıyor olacağız. Bizlerin de bugün işgal ettiği koltuklar gelip geçicidir, asıl olan partimizdir”

Kadın Kolları Başkanı Şengün, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen CHP 14. Kadın Kolları Kurultayı’nda Genel Başkan olarak seçilen Aylin Nazlıaka için de şu ifadelerde bulundu: “Parti içi seçimlerin kaybedeni olmaz. Öncelikle bunu vurgulamak isterim. Daha önce kadın kolları genel başkanlığımızı yapan tüm değerli isimler partimiz ve partimizin başarısı için mücadele etmiştir. Bundan şüphemiz yok. Parti içerisinde kişisel yarışlar olabilir, bunlar da demokrasiyi özümsemiş olan partimiz açısından gayet normaldir. Geçtiğimiz hafa sonu kadın kolları olarak kurultayımızı gerçekleştirdik. Kurultayımızda yepyeni bir kadın kolları yönetimi oluştu. Kadın Kolları Genel Başkanımız Sayın Aylin Nazlıaka’nın çok iyi bir enerjisi var, bu enerji kadın örgütlerimize dinamizm kazandıracaktır. Bundan sonraki süreçte genel merkezimizle ortaklaşa daha da güzel çalışmalara imza atacağız. Genel Merkez Kadın Kollarımızın enerjisini ilimize, ildeki bu enerjimizi de ilçe, belde ve köylerimize yaymak istiyoruz. Kırklareli Kadın Kollarının bir tek düşüncesi vardır o da en yakın zamanda iktidar olacak partimizin çalışmalarına katkı sağlamaktır. Başka bir hedefimiz ve gayemiz yoktur” dedi.

BABAESKİ CHP

Öte yandan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Babaeski İlçe Kadın Kolları, Kadın ve İnsan Haklarını savunan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması yönünde çalışmalar yapılmasına karşı,  ülke genelinde olduğu gibi Babaeski’de de eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi.Babaeski’de, CHP Babaeski İlçe Kadın Kolları Başkan Vekili Fadime Boztunç, İlçe Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyeleri ve Partili Üyelerin katılımıyla, CHP Babaeski İlçe binasında yapılan basın açıklamasıyla da “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” vurgusu yapıldı.CHP Kadın Örgütlerinin tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak yapılan basın açıklamasıyla şiddete dur dediğini, kadınları korumak için İstanbul sözleşmesi yaşatır diye haykırıldığını ifade eden CHP Babaeski İlçe Kadın Kolları Başkan Vekili Fadime Boztunç, şunları söyledi; “Türkiye’de sosyal devlete ve adalete, ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Bugün ülkemizin her bir köşesi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet ile kaynarken, siyasi iktidar yangına benzin dökecek kadar kontrolünü yitirmiş kararlar alıyor. Bunun en akıl almaz örneğini de, İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadınlara yönelik başlatılan sistematik saldırılarda görüyoruz. Cumhuriyetimizin ilan edildiği tarihten bu yana, kadınlar olarak elde ettiğimiz tüm haklar bir çırpıda elimizden alınmak isteniyor. Ülkemizde, kadınların hakları ne yazık ki uzun yıllardır yalnızca kağıt üzerinde var. Biz kadınlar elde ettiğimiz haklarımızı bugün hayatın her alanında yaşamak istiyoruz. Erkek egemen iktidar ise hukuken kazanılmış haklarımızı gasp ettiği yetmiyormuş gibi, şimdi de bu hakları tamamen ortadan kaldırmak istiyor. 2011 yılında imzalanan ve kadına yönelik şiddete karşı devletin atması gereken adımları temel alan İstanbul Sözleşmesi, bugün uygulanıyor olsa birçok kız kardeşimiz yaşıyor olacaktı. Birçok kadın evde ekonomik şiddet görmeyecekti; psikolojik şiddete uğrayıp susmayacaktı ve hatta bu yüzden hayatına son vermeyecekti. İstanbul Sözleşmesi’nin neden biz kadınlar için çok önemli olduğunu kavrayabilmek için öncelikle bu sözleşmenin ne olup ne olmadığını bizi dinleyen tüm kadınların ve erkeklerin çok iyi anlaması ve çevresindekilere anlatması gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı devletin yapması gerekenleri içeren hukuki bir belgedir. İstanbul Sözleşmesi’nin 4 temel hedefi vardır. Birincisi; kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletin tedbirler alması gerektiğine işaret etmektedir. İkincisi; eğer kadına karşı şiddet hala devam ediyorsa, kadın-erkek eşitsizliği sürüyorsa devletin kadınların hayatını korumak için etkin adımlar atmasını istemektedir. Devlete “6284 sayılı kanunu uygula, kadınları aktif ve etkin koru” demektedir. Üçüncü adımda ise şiddet önlenemediyse, kadınlara zarar veren erkeklerin adil yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Devlete “Etkin ceza sistemi uygula, adaleti sağla” demektedir. Dördüncü ve son adımda ise Sözleşme devlete kadınların daha güçlü bireyler olabilmesi, hayatın her alanında yer alabilmesi için çalışmalar yapması gerektiğini işaret etmektedir. Özetle; İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını öngören ve kadına karşı sokakta ya da evde şiddetin önlenmesini amaçlayan hukuki bir belgedir ve Türkiye Cumhuriyeti de altına imza attığı bu sözleşmenin gereklerini yapmak zorundadır. Birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi yuva yıkmıyor. Sözleşme, bir ailede şiddet gören kadın varsa erkeğin cezalandırılması gerektiğini söylüyor. Hiçbir dine ya da kültüre aykırı kurallardan bahsetmiyor; çünkü tüm kadınların şiddetten korunmasını amaçlıyor. Sözleşme; kadınların beyanı nedeniyle erkekleri delilsiz olarak cezalandırmıyor. Sözleşmeye göre kadının beyanıyla yalnızca kadın için acil koruma tedbirleri alınması öngörülüyor. Türkiye’de boşanmalar aile içi şiddet ya da anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşiyor; yine birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi’nde boşanma kavramının geçtiği ya da ima edildiği tek bir satır yok. Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmiyor; aksine hiç kimsenin cinsiyetinden ötürü ikinci sınıf insan muamelesi görmemesini teminat altına alıyor. Erkekler, İstanbul Sözleşmesi’nden rahatsız değil; eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız. Kısacası; İstanbul Sözleşmesi, rengi, dili, dini, kılık kıyafeti, dünya görüşü ne olursa olsun tüm kadınların şiddet görmemesi için var. Kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olabilmesi için var. Avrupa’da dahi kadının sosyal ve siyasal hayatta yeri yokken; Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın kadınları devrim niteliğinde atılımlara imza atarak erkek ile eşit şartlara kavuşmuş, hem siyasal hem soysal hem de ekonomik hayatta haklarını almışlardı. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Aralık 1923 yılında İzmir’de yaptığı bir konuşmada “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur” diyor. Biz, bu sözün söylendiği tarihten 97 yıl sonra ülkemizde kadın erkek fırsat eşitsizliğini tartışıyoruz; İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılarla mücadele ediyoruz. Demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen, Cumhuriyet değerlerine savaş açan bu erkek egemen iktidara karşı mücadelemiz artarak devam edecek ve kazanan mutlaka biz olacağız. Kadın mücadelesi yalnızca kadınların da mücadelesi değil. İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak ve uygulanmasını talep etmek, kadınlar kadar erkeklerinde içinde yer alması gereken bir adalet ve insan hakkı mücadelesidir.

“İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğü haklar, en temel insan haklarıdır ve insan hakları asla tartışmaya açılamaz. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, ülkemizde tüm kadınlar haklarını tek tek öğrenip savunana kadar sokak sokak gezeceğiz, anlatacağız, dertleşeceğiz. Haklarımızdan asla geri adım atmayacağız. Kadınların ölmeyeceği, öldürülmeyeceği; hayatın her alanında daha fazla yer alacağı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Bugün neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü, tacize, tecavüze ya da farklı şiddet türlerine maruz kaldığı ülkemizde İstanbul Sözleşmesi, bizim kırmızıçizgimizdir. Bu çizgiyi aşanı, Sözleşmeyi uygulamak yerine kaldırmak isteyenlere oturdukları koltukları dar edeceğiz. Cesaret biziz, azim biziz, emek biziz, mücadele biziz. Biz kadınlarız; biz her iki kişiden biriyiz. Bu ülkenin onurlu ve mutlu yarınlarının yükseleceği eller, bizim ellerimiz. İstanbul Sözleşmesi kalacak! Siz gideceksiniz!”

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
“İstanbul Sözleşmesi Kırmızı Çizgimizdir…”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Edirne Postası - Edirne Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!