Şu uzun yaşamım süresince hep merak etmişimdir. Acaba diyordum; yaşama sevincinin yani yaşamı sevmenin uzun süreli yaşamaya bir etkisi varmıdır? Öyle ya, yaşamayı sevmek insana moral üstünlüğü sağlar. Onu kötü şeyleri düşünmekten yani kötümser olmaktan yaşama ve geleceğine hep iyi bir açıdan bakmasını sağlar.
Ben bu bakımdan yaşama sevincinin insan yaşamını olumlu yönde etkileyeceğini, sağlık yönünden kendilerine iyi bakmaları koşulu ile de bu savın doğru olacağına inananlardanım.
Ancak uzmanların bu konudaki bilgi ve görüşlerini merak ettim. Konuya ilişkin bir araştırma gereksinimi duyarak izleyicileri bilgilendirmek ve onların önlerinde bulunan, belki de uzun olabilecek bir yaşama bakış açılarını değiştirecek, morallerini olumlu yönde değiştirecek olan bu yazımı kendilerine sunmaya karar verdim.
İşte bilim adamlarının bu konudaki çok önemli olduğuna inandığım bilgi ve görüşleri;
YAŞAMA SEVİNCİNİN
UZUN YAŞAMAYA
ETKİSİ VAR MI?
Sevgiye ümit eklendiğinde insanı harekete geçirir ve yaşama sevincini arttırır. Birbirini seven iki insan sevgisini belli bir ölçüde tutup, akıllıca yürütüyorsa bu hem kendisi, hem de sevdiği için avantajdır. Bu sevgi yaşam sevincini de etkiler ve uzun yaşamayı da tetikler. Ama; bir kimse sevgisi ile karşı tarafı boğuyorsa bir müddet sonra “olmaz olsun böyle sevgi” sözlerini duyacaktır. Buda yaşam sevincini etkileyip yaşam süresini kısaltabilir.
Yaşama sevinci olmadan geçen bir ömür, çok yazık edilmiş bir ömürdür. İnsan yaşamının anlamsızlaşması demektir. İnsan sevdiğinin yanında okuduğu zaman kendini güvende hisseder. Ondan aldığı destekle zorluklara dayanma gücü artar. Böyle birliktelik iki kişinin beraber yaşaması değil, birbirlerini tamamlaması demektir.
Uzmanlar, insanda yaşama sevincinin olmasının uzun yaşamayı önemli bir oranda etkileyebileceğini, ancak uzun yaşamanın aileden gelebilecek genetik duruma da bağlı olabileceğini, insan ömrünün uzamasında en önemli etmenin hastalıkların çaresinin bulunmasının değil, yaşlanmada hızın azaltılması olduğunu kabul ediyorlar.
Ancak ABD’li bir uzman, 5 yaşındaki bir kadının kanser, kalp krizi ve şeker hastalığının tedavisinin bulunması durumunda 95 yaşına kadar yaşayabileceğini söylüyor. Yine kemirgenler üzerinde yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre, aynı kadın eğer yaşlanma hızı engellenebilirse 115 yaşına kadar yaşayabilir.
Not : Şair Ataol Behramoğlu 65 yaş üzeri insanların Covid-19 nedeniyle eve kapatılması nedeniyle Bölge İdare Mahkemesine Anayasaya ve İnsan Haklarına aykırı olması nedeniyle dava açtı.
Şair Behramoğlu bu nedenle uygulamanın intiharlara ve ölümlere yol açtığını, insanların yaşama sevincini azalttığını yaptığı açıklamada belirtti. Şair Ataol Behramoğlu’nun sözleri bu şekilde benim yazım ile de örtüştü.
