14 Mart Tıp Bayramı, Edirne Atatürk Anıtı’nda çelenk töreni ile kutlandı. Törene Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı İl Sağlık Müdürü Vekili Opr. Dr. Mustafa Talha Sütçü, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Filiz Akata, Edirne Tabip Odası Başkanı Sayın Prof.Dr. Gürcan Altun, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, CHP Edirne Belediye Başkan Adayı Filiz Gencan Akın, CHP Merkez İlçe Başkanı Yücel Balkanlı ve sağlık çalışanları katılım gösterdi. Anıta sunulan çelenkler sonrası saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu.
“TIP MESLEĞİ DÜNYANIN EN SAYGIN VE ONURLU MESLEĞİDİR”
Sağlıkçıların gece gündüz, yaz kış mücadele verdiğini ve doğal afetlerden bile ön saflarda yer aldıklarını kaydeden Edirne İl Sağlık Müdür Vekili Opr. Dr. Mustafa Talha Sütçü “insanın en değerli varlığı sağlıktır. Sağlığı tedavi eden ise tıp mesleğidir. Tıp mesleği tarihten günümüze dünyanın en saygın ve onurlu mesleklerinden olmuştur. Yaz, kış, gece gündüz soğuk sıcak demeden, barışta ve savaşta her türlü tehlikeyi göğüsleyerek hiçbir bir din, dil ırk farkı gözetmeksizin insana koşulsuz hizmet etmektir. 14 Mart, Türkiye’de, Modern Tıp Eğitimi’nin başladığı gün kabul edilse de tıbbiyeli öğrencilerin işgale karşı bağımsızlık mücadelesinin gizli adı olmuştur Tıp Bayramı. Tarih boyunca, gerektiğinde canları pahasına milletin yardımına koşan sağlık çalışanları, koronavirüs salgınına karşı yürüttükleri zorlu mücadelede, ülkemizin yaşamış olduğu büyük deprem felaketinde yine en ön safta yer aldılar. Durum ve koşullar ne olursa olsun, sağlık hizmeti hiçbir zaman aksamadı, aksamayacaktır. Sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp baytamını kutluyorum”dedi.
“14 MART TIP BAYRAMI SADECE TÜRKİYE’DE BAYRAM OLARKA KUTLANIR”
14 Mart Tıp Bayramını Türkiye’ye özel olduğunu ve bugünün dünyanın hiçbir yerinde kutlanmadığına dikkat çeken Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Filiz Akata Tıp bayramı, evet sorunların tartışıldığı bir gün ama anlamı nedir biliyor musunuz? Anlamı bir kahramanlık hikayesidir aslında, bir bağımsızlık hikayesidir. Ben tıp fakültesi dekanıyım, tıp eğitimcisiyim, tıp uygulayıcısıyım. Türkiye’de hekimlerin 14 Mart’ta tıp bayramını kutlamalarının nedeni, tıp eğitiminin başlangıcının bir mihenk taşı olarak, 14 Mart 1827 tarihinde Tıphane-i Amire adlı okulun açılması nedeniyle bu tarihtir. Ama buradan başlayan tıp eğitiminin hiç ara vermeden, sistemli bir şekilde devamlı kendini yenileyerek, geliştirerek, bugünkü tıp eğitimine gelmesi yılları almıştır. Ama sebep olmak çok önemli bir şey. Yani tıp eğitimi Osmanlı’da da vardı. Ama sistematik bir şekilde gelişerek, devamlı, sürekli hale gelmesi Tıphane-i Amire okulunun açılışıyladır. Bayram olarak kullanılması farklı bir şey. Şöyle diyebiliriz. Tarihi belgeler diyor ki, 14 Mart bayramı aslında ilk kez 1919 yılında İstanbul işgal altındayken, mandaya karşı çıkan Tıbbiyeli Hikmet ve arkadaşlarının Türk bayraklarını dalgalandırdığı, şu anki İstanbul’daki Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde eski Haydarpaşa’da kutlanmakta. Ve bu mandaya karşı gelmek için yapılan bir hareket olarak ortaya çıkmaktadır. 14 Mart dünyanın hiçbir yerinde bayram olarak kutlanmaz 14 Mart günü. Sadece bize aittir. Türkiye’ye ait özel bir gündür. Ve hikayesi az önce de bahsettiğim gibi başlangıç olarak milli mücadeleye dayanmaktadır.
Osmanlılar, I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrıldığı ve İngiliz donanmasının topları şehre çevrili halde, Haydarpaşa Limanı’na demirlediği günlerde, işgalciler, limana yakın olduğu için, dönemin tıp fakültesi olan Tıbbiye-i Şahane binasına el koymuşlar. Tarihi belgelere göre Tıbbiye öğrencileri bu binada bir bölüme sıkıştırılmış. Ve öğrenci yatakhaneleri bodrum taşınmış. Ancak Tıbbiye öğrencileri sessiz kalmamaya karar verdi. Ve öğrencilerden Hikmet Bey etrafında örgütlendi. İşgali protesto edeceklerdi. 14 Mart sabahı, Hikmet Bey ve arkadaşları dev bir Türk bayrağı hazırladılar. Ve İngiliz nöbetçileri atlatarak okulun iki kulesinin arasındaki çatıya çıkıp, ardından dev Türk bayrağını dalgalandırdılar. Yapılan arşiv çalışmalarında ve tanık görüşmelerinde, İngilizlerin eyleme katılan tüm öğrencileri tutukladığı saptandı. Ancak anlatılanlara göre Hikmet Bey ve arkadaşları bahanelerini hazırlamıştı. 14 Mart 1827 tarihi Osmanlı’da ilk modern tıp öğreniminin başladığı tarih olarak kabul ediliyordu. Ve öğrenciler şunu dediler. Biz her yıl 14 Mart’ı kutlarız diye savunma yaptılar. İngilizler de bu eylemi bu nedenle sineye çekmek zorunda kaldı. Biz o yüzden her yıl 14 Mart Tıp bayramını kutlarız. 14 Mart 1919 yılından itibaren milli mücadelenin sembolü oldu ve Türk Tıp Bayramı olarak kabul edildi. 14 Mart Tıp Bayramınızı kutlar her zaman en ön saflarda yer alan onurlu hekimleri ize sağlıklı, umut dolu gelecek diliyorum”dedi.
“14 MART HEKİMLERİN MÜCADELE GÜNÜDÜR”
Edirne Tabip Odası Başkanı Prof Dr. Gürcan Altun “Birkaç ay önce Cumhuriyetimizin 100.yılını geride bıraktık. Bu 100 yıllık deneyimin sağlık ortamı açısından da tartışılması gereken birçok boyutu var. Ancak özellikle son 20 yıl içinde gerçekleştirilen değişikliklere değinmeden geçmek doğru olmaz. Bu süreçte cumhuriyetle yüzleşmiş sağlık kurumlarının birer birer yok edildiğine, beraberinde değerlerimizin de tüketilmesine ne yazık ki tanıklık yapmaktayız. Bu 100 yılın 70 yılına tanıklık etmiş bir meslek örgütü olarak, Türk Tabipler Birliği önümüzdeki 100 yılda da yapılan hataların tekrar etmemesi için tüm çabasını sürdürecektir. Cumhuriyetin ilk yıllarında savaştan yeni çıkmış ülkemizde, halkımızın sağlığının korunması amacıyla kurulmuş bir ulusal referans laboratuvarı olan Refik Saydam Hıfzı Sıhha Enstitüsü, 1930’lu yıllardan itibaren, aşı üretme kuruluşunda çok başarılı çalışmalar yapmış, yıllarca ülkemiz aşı ihtiyacını, dış sermaye bağlı kalmadan karşılamıştır. Enstitü kuruluşundan itibaren, ülkemizde toplumu kıran birçok bulaşıcı enfeksiyon hastalıklarıyla çok başarılı bir yıl içinde mücadele etmiştir. Yurtdışında hekimlik ve hat üzere iyi hal belgesi almak için Türk Tabipleri Birliği’ne başvurma sayısı 2012 yılında sadece 59 iken, bu sayı 2023’te 3 bin 25’e yükselmiştir. Her 5 dakikada verilen hasta randevuları, çalışma ortamlarındaki olumsuzluklar ve sağlık alanındaki şiddeti önlemleri esas olan uygulamalar, hekimlerin hekimlerin ülkeyi terk etmesine yol açıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, geçen yıl üniversite sınavında Türkiye birincisi olan Mustafa Özcan, çok daha rahat çalışma koşullarında çalışabileceği, muhtemelen daha çok para kazanabileceği bir meslek yerine tercihini tıp fakültesinden yana yaptı. Belki idealistti, belki de saygın bir meslek sahibi olmak istiyordu. Üstelik her yıl binlerce hekimin ülkeyi terk ettiğinin, binlercesinin ise olumsuz koşullarda, mutsuz çalıştığının farkında olarak, hastalara olan sorumluluğumuz gereği, bizi duymazdan, görmezden, gelip yok sayanlara, sesimize kulak tıkayanlara, bizi değersizleştirmeye çalışanlara, hiçbir yere çekip gitmiyoruz, buradaydık, buradayız, burada kalacağız diyoruz. Bugünün ismi, her ne kadar tıp bayramı olsa da, hekimlerin bir günde dahi bayram yaşadığını söylemek olası değil. 14 Mart, hekimlerin sorunları ile taleplerinin dile getirdiği bir mücadele günü. Her şeye rağmen, iyi hekimlik değerlerine sahip çıkarak, daha adil, daha eşit ve sömürüsüz sağlık emek sisteminin hep birlikte yaratacağımıza geleceğin, coşkuyla kutlanacak tıp bayramlarına ulaşacağımız inancımız tamdır. 14 Mart, tıp bayramınız kutlu olsun”diye ifade etti. Konuşmaların ardından program sona erdi.
