18 MART ÇANAKKALE ZAFERİNİN 106. YILDÖNÜMÜ
TÖRENLERLE KUTLANIYOR…
Milletimizin gurur kaynağı ve milli tarihimizin en önemli zaferlerinden biri olan 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 106. Yıldönümü bu yıl da törenlerle kutlanıyor.
ÇANAKKALE SAVAŞI VEYA
ÇANAKKALE MUHAREBELERİ
DENİZ HAREKATI:
1.Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan Deniz ve Kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul’u zapt etmek suretiyle Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak, İttifak Devletleri’ni zayıflatma amaçları ile ilk olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdi. Ancak, saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Kara ve Deniz Savaşı sonucunda iki taraf da, çok ağır kayıplar vermişlerdi.
Britanya Birleşik Krallığı Savaş Konseyi Sekreteri Albay Hankey, Winston Churchill’in de desteği ile 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı’nın donanmayla geçilerek, İSTANBUL’UN İŞGALİNİ ÖNGÖREN BİR PLANI SAVAŞ KONSEYİNE SUNMUŞTU. Plan çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya konuldu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz’a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ve 25 Şubat 1915 bombardımanları sonucu Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Çobanlı giriş tabyalarının geri hatta çekilmesi emrini uygulattı. En güçlü saldırı ise, 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak, Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vazgeçilmek zorunda kalındı. Bu hezimette Alman Krupp firmasının Türk topçusuna verdiği 6-7 adet çelik modern topların rolü de büyük oldu.
KARA HAREKATI:
Deniz harekatıyla İstanbul’a ulaşılamayacağı anlaşılınca, bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı’ndaki Türk sahil topçu bataryalarını ele geçirmek gündeme getirildi. Bu plan çerçevesinde hazırlanan İngiliz ve Fransız kuvvetleri, 25 Nisan 1915 sabaha karşı Gelibolu Yarımadası’nın güneyinde 5 noktada karaya çıkarılmıştı. İngiltere ve Fransa’nın çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşı oluşturmayı başardılarsa da, Türk kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda, Gelibolu Yarımadası’nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye için Arıburnu’nun kuzeyinde Suvla Koyu’na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetle bir üçüncü çıkarma yapıldı. Ancak 9 Ağustos’ta Kurmay Albay Mustafa Kemal’in birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda, İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek, sahilde tutunmayı ancak başarabilmişti. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe-Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti. Bu hattaki Anzak birliklerini geriye attı. Britanya ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise, Türk savunmasını aşamadı. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadası’nı 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etti.
ALMAN KRUP TOPLARININ
ÖZELLİKLERİ:
Almanlar tarafından Çanakkale Savaşların da kullanılmak amacı ile, Türklere satılan Krupp topları 7 adettir. Toplar 1885 yılında Alman Krupp firması tarafından yapılmıştı. Türkler tarafından 1889 yılında satın alınmıştı. Her bir top 170 ton ağırlığında olup, bu toplar ilk kez 18 Mart 1915 tarihinde savaşta kullanılmıştı. Özellikle Anadolu Hamidiyesindeki iki top, Fransız Bouvet savaş zırhlısını batırmış, İngiliz Agamennon, İrresistible ve Ocean zırhlılarını da yaralayarak , savaş dışı bırakmıştı. Bu toplar şimdi 136 yaşında bulunuyor ve çeşitli yerlerde halkımıza teşhir ediliyor.
Sonuç olarak Denizde ve karada olmak üzereiki cenahta süren Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal ve askerlerinin başarılı bir şekilde kahramanca savaşmaları sonunda bir ZAFER ile sonuçlandı. Çanakkale Savaşların’da kahramanca savaşarak şehit düşen insanlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Yattıkları yerleri cennet olsun.
Şanver ORUNÇ
Araştırmacı Gazeteci-Yazar