Edirneli Üretici İş İnsanı Erdal Akgün, bir basın açıklamasında bulunarak çiftçilere verilen desteğin nakit olarak yatırılmamasını eleştirirken, çiftçinin başka yollara başvurarak gübre, ilaç tohumluk almış gibi göstermesini mecbur bırakıldığını söyledi. Çiftçinin bu zorluklarla mücadele verdiğini ve 31 Mart Seçimlerinin yaklaştığını hatırlatan Erdal Akgün, “31 Mart’ta bu iktidarın kulağını çekeceğine inanıyorum. Bu böyle yapılmalı ki iktidar da kendine çekidüzen versin, üreten insanları ezmekten vazgeçsinler” diye sözlerini ifade etti. Hayvancılığı bitmek üzere olduğunu da söyleyen Akgün, geçen yıl 60 ton pazarlanan sütün 28 tona düştüğü, mandıraların artık süt bulamayacağını, eski kaşarın bile artık Edirne ve Trakya’da süt yokluğundan bulunmadığını kaydetti.
” TARIM KENTİ EDİRNE’DE BU OLAYLARIN YAŞANMASI BENİ ÜZÜYOR”
Edirneli üretici Erdal Akgün “Uzun zamandan beri beklemiş olduğumuz destekler, 10 günden beri TC kimlik numaralarına göre yatırılıyor. Ama daha önceden almış olduğumuz destekler, tarım kenti olan Edirne’de özellikle esnaf tarafından bir rahatlama hissediliyordu. Yani restoranından, giyim kuşamından, her şeyinden esnafımız bir rahatlıyordu. Ama bu yıl nakit olarak ödenmemesi, yani hem esnafı üzüyor, hem de biz çiftçileri üzüyor. Bütün işlerini yapmış sadece hasada gidecek olan çiftçilerimiz, işte ayçiçeği ekimini bitirmiş olan çiftçilerimiz var. Biz para beklerken sadece mazot, gübre, ilaç ve tohumlukta bu parayı kullanabilirsin diyorlar. Yani bir anlamda inanın bu bizim hepimizi üzdü. Bunlar böyle olmamalı. Devletimizi idare eden insanlar çıkıp bunları açıkça konuşmalı. Yani bizim paraya ihtiyacımız var.
Ama işte öbür türlü yine harcanan çiftçi oluyor. Almış olduğu destekleri bazı yerlerden ilaç, gübre ve tohumluk almadığı halde almış gibi gösterip çiftçimiz 100 bin lira destek alacaksa bunların 85, 90 bin liraya düşmüş olduğunu görüyoruz. Çünkü parasızlık çiftçimize her türlü yolu denetiyor. Tarım kenti Edirne’de bu olaylarla karşılaşmanın bir çiftçi olarak ben de üzüntüsünü yaşıyorum. Bu böyle olmamalı, böyle yapılmamalı. Çıksınlar desinler, devletimizin kasasında para yok, hiç ödemesinler bize, isterse 6 ay sonra ödesin. Devletimiz için, milletimiz için biz her türlü zorlukları hazırız. Yaşayalım ama bu böyle olmasın”dedi.
“ZİRAAT ODASI GENEL BAŞKANINI PROTESTO ETMEYE BIKTIM”
En çok da dikkatimi çeken artık neredeyse 30 yılı bulan ziraat odası genel başkanı, belki 30 yıldan beri ziraat odaları genel başkanıdır. Limonla uğraşıyor, mandalina ile uğraşıyor. Evet onlar da çiftçidir, onlara da bir şey demiyoruz. Ama buğday olmazsa olmaz. Ayçiçeği olmazsa olmaz, pirinç olmazsa olmaz. Yani özellikle ziraat odaları genel başkanını ben artık protesto etmeye bıktım. Ziraat odalarımızın tamamının üzerinde bir ölü toprağı var. Çıksınlar, konuşsunlar, bu üreten insanları savunsunlar, yanlışlara dur desinler”şeklinde tepkisini dile getirdi.
“31 MART’TA ÜRETİCİ İKTİDARIN KULAĞINI ÇEKECEK”
Yerel seçimlerde zorluk yaşayan üretici kesimin sandıkta iktidara mesaj vereceğini belirten Erdal Akgün “Tabii bu böyle devam ederken bir taraftan da yerel seçimler yaklaşıyor. Yerel seçimler, şımaran iktidarlarının kulağının çekilmesi gerektiği seçimlerdir. Ben bunun tarım kenti Edirne’de böyle olacağına inanıyorum. Tarım Kenti Edirne’de bu kadar zorluk yaşayan üretici mutlaka ve mutlaka 31 Mart’ta bu iktidarın kulağını çekeceğine inanıyorum. Bu böyle yapılmalı ki iktidar da kendine çekidüzen versin, üreten insanları ezmekten vazgeçsinler. Gerçekler ortada”dedi.
“ESKİ KAŞAR ARTIK NE EDİRNE’DE NE DE TRAKYA’DA BULUNAMIYOR”
Hayvancılıkla hayvan sayısının yarı yarıya düştüğünü, pazarlanan süt miktarının geçen yıla göre 3’te 1 oranına indiği ve süt yokluğundan artık eski kaşar bile bulunmadığını dile getiren Akgün “Bizim süt üreticileri birliğimizin geçen yıl bu zamanlardaki üreticiden pazarlamış olduğu, sanayiciye, mandıracıya pazarlamış olduğu süt miktarı 60 tonlardayken bu yıl muhtemelen 28-29 tonlara düşmüş durumda. İşte hayvan sayımız yarı yarıya düşmüş durumda. Yani Türkiye’yi en kısa vadede, en kısa dönemde bir adım daha ilerletecek olan, ekonomi gönlerden de rahatlatacak olan inanın hayvancılıktır. Çünkü dönüşümün çabuk olur. Ama bunları görmezden geliyoruz. Edirne’mizde çok güzel mandıralar oluştu. Yani bunlar artık mandıracılıktan çıkmış büyük fabrikalar oldu. Ama çok kısa bir sürede bu mandıraların süt bulamayacağına inanıyorum. Zaten eski kaşar sıkıntısı var. Yani neredeyse eski kaşarı artık Edirne’mizde ve Trakya’mızda bulmak çok zor oldu. Bu da süt yokluğundan kaynaklanıyor. Hayvancılığımız bu kadar kötü duruma düştü. İşte bunu da üreten insanları görmemezlikten geliyor. Hayvancılığı ve tarımı birbirinden asla ve asla ayıramaz. Yani Amerikan devleti bunları ayırmıyorsa Türk devleti de Türkiye Cumhuriyeti devleti de tarım ve hayvancılığı birbirinden ayırmaması gerektiğine inanıyorum. Bir ve beraber düşünülmeli. Yani bu pahalılığın önüne sadece tarım kesimi rahat üretirse güzel üretirse, rekolteyi yükseltirse yükseltebilirsek bizler bu Türkiye’deki zamların önüne geçebiliriz. Ama sen tarımı ve hayvancılığı görmezlikten gelirsen 31 Mart’tan sonra vay be milletini hallediyorum”diye noktaladı.
