Karaağaç Mahallesinde bulunan Katolik mezarlığı, definecilerin saldırısı ve ilgisizlik nedeniyle yok olmak üzere. Karaağaç Mahallesi sakinleri bu mezarlığın düzenlenerek turizme açılmasının kente yeni bir turizm bölgesi olacağına inanıyor. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, “Edirne’de Katolik mezarlığı, İslami ve Yahudi mezarlıkları yok edilmiş. Edirne hiçbir zaman bunlara sahip çıkmamış. Roma dönemi metropolleri, Bizans dönemi metropolleri ve Osmanlı döneminden kalan muhteşem taşları olan kabristanları var. Ama bunların hepsi yok olmuş gitmiş. Edirne maalesef bu konuda ihmalkâr bir şehir” dedi.
Karaağaç Mahallesindeki Katolik Mezarlığı, son günlerde Karaağaç Mahallesi sakinlerinin paylaşımlarıyla tekrar gündeme geldi. Mahalle sakinleri yok oluşun eşiğindeki mezarlığını turizme kazandırılmasını istiyor. Konuyu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla tekrar gündeme getiren Trakya Üniversitesi İlhan Koman Heykel ve Resim Müzesi Müze Sorumlusu Heykeltıraş Müslüm Özcan, bu mezarlığın bölgeye kazandırılması halinde, din turizmi de canlılık olacağını savundu.
EDİRNE İHMALKAR BİR ŞEHİR
Konuyla Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Edirne’de çok sayıda mezarın yok olduğunu ifade ederek, “Katolik mezarlığı, İslami ve Yahudi mezarlıkları yok edilmiş. Edirne hiçbir zaman bunlara sahip çıkmamış. Roma dönemi metropolleri, Bizans dönemi metropolleri ve Osmanlı döneminden kalan muhteşem taşları olan kabristanları var. Ama bunların hepsi yok oluş gitmiş. Edirne maalesef bu konuda ihmalkar bir şehir. Hatta benim 1992 yılında tespit ettiğim mezar taşlarının üçte ikisinden fazlası şu anda yok. Bunlar İslami mezarlıklar.
Acı çeşmede tespit ettiğimiz İslami mezar taşları yok. Buçuktepede de bir çok islami mezar taşları da yok olmuş. Bunların bir çoğunun kırılarak parçalandığını gördüm” dedi.
BAĞDAT-EDİRNE DEMİRYOLU YAPIMINDA ÇALIŞANLARIN MEZARLARI
Bu mezarlar Edirne-Bağdat demiryolu yapımı için Edirne’ye gelen Ortodoks Alman, İtalyan gibi çalışanların ailelerinin mezarlıkları olduğunu ifade belirten Prof. Dr. Beksaç, şunları söyledi.
“Burası bir Katolik mezarlığıdır. Özellikle bu bölgede demir yollarının yapılmaya başlamasıyla birlikte, 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından sonra mühendisler diğer görevlilerle birlikte bu Katolik tebaanın nüfusu artmıştır. Büyük çoğunluğu da Avusturyalı ve Alman olarak karşımıza çıkıyor, bir miktar Fransız ve İtalyan’ın da burada defnedildiğini bilmekteyiz. Bunlar zaman içinde soyulmuş ve diğer bir çok mezarlıkta olduğu gibi yağma edilmiş bir vaziyette.
GİRİŞİMLERİMİZ BOŞA ÇIKTI
Şu anda definlerden fazla bir şeyin kaldığını tahmin etmiyorum orada bir yağma olmuş. Mezar taşları ise bizim 2005’de tespit ettiğimiz mezar taşları paramparça şekilde. Biz 2010’dan itibaren buranın temizlenmesi ve ihya edilmesi, hiç olmazsa bugünkü mezbelelikten kurtulması için çalışmalar yaptık. O günkü belediye başkanına da ilettik bir şey olamadı. Daha sonrada çalışma yaptık ama yine bir şey olması. Şu anda tamamen bir mezbelelik orası. Burası bir mezarlık mezarlığa saygı duyulması kanaatindeyim. Ama kendi atalarının mezarlığını korumayan bi şehirden fazla bir beklentim yok. Bu konuda çok kırgınım. Katolik Mezarlığı Edirne’nin tarihi yadigârlarından biri. O mezarlık buradaki belirli bir dönemi temsil eden bir mezarlık. Yoğun bir defin olmuş.
ŞEHRE BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRİR
Bu mezarlığın Turizme katkısı olur mu olmaz mı bilemem. Ama şehre bakış açısında ve turizme şöyle bir katkısı olur. Bakın bizimde atalarımızın yadigârlarına bakıyorlar diyip bakışlarını değiştirebilirsiniz. Edirne daha birçok turistik malzemesini dikkate alıp turizme açmış değil ki. Edirne’nin kendisine has bir turizm politikası yok. Edirne turizmin ne anlama geldiğinin farkında değil şu an. Yani bu kabristanlar olayı Edirne için bir acı. Buğun camilerin etrafındaki kabristanlıklar perişan halde. Diğerleri ise yok olmuş durumda. Bu son kalan bir kabristan bunun korunması dışardan gelenler için etkili olacaktır.”
