Saadet Partisi Meclis Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Av. Bülent Kaya, partisinin Edirne İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında, iktidarın ekonomi, dış politika ve tarımda sınıfta kaldığını söyledi. 31 Mart 2024 seçimlerinin çok önemli olduğunu söyleyen Kaya, “Onun için bizim iki oyumuz var. Oyun bir tanesini bu iktidara kırmızı kart olarak göstereceğiz, ikinci oyu da Saadet Partisi iktidarına yeşil kart olarak gösterip önünü açmış olacağız” şeklinde belirtti.
“KASIM AYINDA BAŞKA KONSEPTLE SAHADA OLACAĞIZ”
Saadet Partisi Meclis Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Av. Bülent Kaya, seçimlerin ardından Saadet Partisi olarak 10 milletvekili ile TBMM’de temsil edilirken hem 6 Temmuz itibariyle de 20 milletvekili ile TBMM’de grubu olan altıncı siyasi parti olarak yasama faaliyetlerine başladıklarını belirterek, “Bu kapsamda bir taraftan Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarımız devam ederken bir taraftan da bütün milletvekili arkadaşlarımızla Eylül ayı içerisinde 81 ili kapsayan bir milletvekilleriyle buluşuyor konseptte bir çalışma yürütmüştük. O çalışma kapsamında da Türkiye’deki 81 ilimizi milletvekili arkadaşımızla beraber ziyaret etmiştik. Ekim ayı içerisinde de Avrupa Saadet Teşkilatımızın Avrupa’nın değişik ülkelerindeki şehirlerdeki temsilciliklerini ziyaret ederek Avrupa’daki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla bir araya gelme, onlarla hasbihal etme sorunlarını yerinde görme imkanı olmuş oldu. Kasım ayından itibaren de inşallah bir başka konseptle yine saha çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam etmiş olacağız” dedi.
“KAYGILARIMIZ GİDEREK ARTTI”
Saadet Partisi olarak kendilerinin muhalefetteyken ne söylemesi gerektiğini bilen ama iktidardayken de ne yapması gerektiğini bilen bir siyasi hareketin geleneğinden geldiklerini belirten Kaya, “Bu bugünlerde çok daha önemli ve kıymetli çünkü iktidardayken iktidarcılık oynayan iktidardayken icraat yapmaktan daha ziyade laf kalabalığıyla milletin karnını doyurmaya çalışan bir siyasi iktidarla maalesef son yıllarda daha da fazla yüzleşme durumunda kaldık. Seçime giderken dediğimiz gibi Türkiye’ye dair kaygılarımız vardı. Türkiye’nin ekonomisine dair kaygılarımız vardı. Türkiye’nin adalet sistemine dair kaygılarımız vardı. Türkiye’nin kutuplaşma ve kamplaşmasının meydana getirdiği toplumsal birlik ve beraberliğimizin tehdit altında olması daire kaygılarımız vardı. Dış politikaya zikzaklara dair kaygılarımız vardı. Geldiğimiz bu nokta itibariyle seçimlerin üzerinden sadece beş ay geçmiş olmasına rağmen maalesef bu kaygılarımız ortadan kalkmadı. Tam tersi endişelerimizi daha da arttıracak gelişmeler meydana geldi” diye konuştu
“43 BİN LİRA YOKSULLUK SINIRI”
Türkiye’deki yoksulluk sınırına dikkat çeken Kaya, “Seçimden sadece bir ay önce asla faiz artışı olmayacak diyen bir iktidarın seçildikten bir ay sonra yüzde 8 buçuk olan faizi beş aylık süre içerisinde yüzde 35’e kadar çıkardı. Yine bize 2023 içerisinde artık enflasyonun düşmeye başladığını ve kontrol altına alınacağını iddia eden bir iktidar, şu an sene sonunda yüzde yetmişleri rahatlıkla aşacak bir enflasyonla bu ülkeyi karşı karşıya bıraktı. TÜRKİŞ’in yayınladığı endekslere göre; şu an 43 bin TL civarında yoksulluk sınırı. Yani yoksulluk sınırının 43 bin TL olduğu bir ülkede memurlar bunun yarısı, asgari ücretler bunun yüzde 25’i, emeklileri ise yüzde 15’i ile hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Dolayısıyla hepimiz yoksuluz ve her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz” dedi.
“İKTİDAR DIŞİŞLERİNDE SINIFTA KALDI”
İsrail ve Filistin meselesine de değinerek Ortadoğu’ya yaşanan problemin Türkiye tarafından çözülmesi gerektiği ancak yanlış yol izlenerek çözülemediğini anlatan Kaya “Saadet Partisi olarak biz ilk günden itibaren hem meydanlarda tepkimizi koyduk hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde araştırma komisyonları oluşturulmasını talep ettik. Eğer Türkiye Cumhuriyeti gerçekten bu coğrafyanın lider bir ülkesiyse ve Orta Doğu’daki bütün ülkeler gözünü Türkiye dikmişse Türkiye Cumhuriyeti’nin ister devlet başkanı, ister cumhurbaşkanı, ister başbakanı olsun süratli bir şekilde bütün bu ülkeler arasında bir trafik yürütür ve adeta gecesini gündüzü o ülkelerde geçirirdi. Ama başka ülkelerin devlet başkanı düzeyinde hemen Orta Doğu’ya gittiği günlerde biz ne yapıyoruz? Sadece Dışişleri Bakanımızı oralara gönderiyoruz. Elbette bu da kıymetli bir çaba. Ama siz madem bu coğrafyada bir kendinizi etkin bir aktör olarak gösteriyorsanız sadece bir telefon trafiği yetmez” dedi.
“500 MİLYAR TL TARIMA AYRILMASI GEREKİRKEN 92 MİLYAR AYRILMIŞ”
Tarım konusunda Edirne’yi örnek göstererek tarıma ayrılan bütçenin ne denli düşük olduğunu rakamlarla anlatan Bülent Kaya “Bulunduğumuz Edirne bir tarım şehri. Dolayısıyla çok verimli toprakları olan bir şehrimiz ve ülkemizin tarımla ilgili birçok ürününün tedarik edildiği bir bölgedeyiz bugün. Ama maalesef seçimden önce mazot fiyatları 19 TL iken bugün 40’ı aştı. Döviz 19 lirayken bugün 28 TL’leri aştı. Dolar olarak söylüyorum. Dolayısıyla böyle girdi maliyetlerinin arttığı bir süreçte açıklanan tavan fiyatları çiftçilere toprağınızı ekin demekten ziyade toprağı ekip zarar etmeyin teşviklerle idare edin. Biz her şeyi dışarıdan ithal ederiz gibi bir duruma düşürmüş oluyoruz. Dolayısıyla tarımın mutlaka desteklenmesi lazım. 2024 yılında Türkiye’nin 85 milyonluk kesiminin bütün tarım teşvikleri 92 milyar TL. Oysa kanun gereği milli gelirin yüzde birinin tarıma destek olarak açıklanması gerekiyordu. Yani beş katrilyon gibi bir bütçesi olan bir ülkede 500 milyarın tarıma ayrılması gerekirken maalesef onun 10’da birinin yani 92 milyarın aktarılmış olduğunu görüyoruz. Bu ülkenin yönetiminin tarıma ne denli yabancılaştığını tarım kesimine ne kadar bigane kaldığının çok net ve açık bir delil” dedi.
“SAADET PARTİSİ İKTİDARINA ADIM ADIM GİTMEK DURUMUNDAYIZ”
Saadet Partisi olarak kendi iktidarlarında yaşanan sorunları çözeceklerini belirten Kaya “Bu ülke yoğun bakımda. Bu ülkenin enflasyon değerleri çok yükseldi. Faiz değerleri çok yükseldi. Döviz riski çok yükseldi. Ve maalesef ülke olarak da bizim borçlarımızın büyük bir kısmı döviz cinsinden olduğu için her döviz kuru bizi yeniden borçlandırmakta. 85 milyonu yoksul hale getirmektedir. Böyle bir süreç içerisinde Saadet Partisi olarak elbette muhalefette olan bir parti olarak hem ekonomide hem adalette hem de dış politikada atılması gereken adımlarla ilgili mecliste iktidarı ve saha çalışmalarımıza da vatandaşlarımızla düşüncelerimizi paylaşıp Saadet Partisi iktidarına adım adım hep birlikte gitmek durumundayız” dedi.
“ÇOK ÖNEMLİ OLAN 31 MART 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE İKTİDARA KIRMIZI KART”
Bülent Kaya “31 Mart 2024 iki açıdan önemli. Bir bu seçimde iktidar aldığı her oyu kendi icraatlarına vatandaşın bir onayı ve desteği olarak gördüğü için şayet 31 Mart 2024’ten bu iktidar galibiyetle çıkarsa faiz politikalarına, enflasyon politikalarına halkı ezme politikalarına son gaz devam edecek. Şu an gördüğümüz filmin fragmanı. Şayet bu iktidara 31 Mart’ta vatandaşlar olarak destek verirsek 1 Nisan sabahından itibaren bir Nisan şakası değil, bu ülkenin daha büyük yıkımlara, zamlara, vergilere maruz kalacağını hep beraber göreceğiz. Onun için 31 Mart seçimlerindeki oyumuzun iki kıymeti var. Bir, 31 Mart’ta kullanacağımız oy bu iktidara dur deme oyudur. İki Saadet Partisi olarak biz şehirleri yaşanabilir bir Türkiye’nin öncüsü olarak görüyoruz. Dolayısıyla yaşanabilir şehirlere, yolsuzluğa son veren şehirler, rüşveti, talana son veren icraatlara, yerel yönetimlerden başlamış olacağız. 31 Mart 2024’te Saadet Partisi’ne vereceğimiz her oy yaşanabilir bir şehirlerin meydana gelmesine imkan sağlayacak. Ve ardından yapılacak bir sonraki genel seçimde Saadet Partisi iktidarını müjdeleyecek. Onun için bizim iki oyumuz var. Oyun bir tanesini bu iktidara kırmızı kart olarak göstereceğiz, ikinci oyu da Saadet Partisi iktidarına yeşil kart olarak gösterip önünü açmış olacağız diyorum” diye noktaladı.
