İYİ Parti Edirne İl Başkanı Serpil Tütüncü, 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi olayı konusunda cemaat ve tarikatları işaret eden bir basın açıklaması düzenledi. İYİ Parti İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda cemaatlerin çocuklar için bataklık olduğunu söyleyen Başkan Serpil Tütüncü “Bu ne kadar acı ve ne kadar utanç vericidir. cemaatler tarikatlar bataklık yuvalarıdır. Ülkemizi bu karanlık zihinlerin kuşatmasına izin vermeyelim. Bu bataklıklar üzerinde nilüfer çiçekleri açtırmak zorundayız Çocuklarımızı kaybediyoruz. Ülkemizi kaybediyoruz” şeklinde tepki gösterdi.
“ÇOCUK İSTİSMARI İLE İLGİLİ DEVLETİN BİR EYLEM PLANI VAR MI?”
Çocukları cinsel istismardan koruyacak şekilde devletin bir eylem planı olmadığını belirten İYİ Parti Edirne İl Başkanı Serpil Tütüncü “Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı maalesef koruyamıyoruz. Son günlerde yaşadığımız bir olayla acımız ve şaşkınlığımız daha da artmış durumda. İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusu kendi kızını, 6 yaşındaki kızını tarikat üyesi 29-30 yaşında bir adamla evlendirmiş. Ve 6 yaşından, 24 yaşına kadar tam 18 yıl Bu çocuk cinsel istismar ve tecavüze uğramıştır. Ne kadar acıdır ki bu istismar ve tecavüz anne ve babasının bilgisi dahilinde olmuştur Ve yaşadığımız bu olayda cemaat ve tarikatların ne kadar büyük bataklıklar, ne kadar tehlikeli bataklıklar olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Evet çocuklarımızı koruyamıyoruz. Çünkü çocuklarımızı koruyacak cinsel istismardan koruyacak devletin yetkili kurumlarının etkin bir eylem planı yok. Daha önce 45 çocuğa Ensar Vakfı’nda tecavüz edildiğinde bakanımız bir kereden bir şey olmaz dedi. Bir başka bakanımız çocuğun rızası vardı dedi. Şimdiki Bakanımız da bu siyasetin konusu değil. Bunu siyasete alet etmeyin diyor. Hayır efendim. Bu tam da siyasetin ve yargının konusudur. Hukukun üstünlüğünden ve yargının bağımsızlığından bahsedebiliyor muyuz? Az önce söylediğim gibi devlet yetkilisi olarak bu konunun yetkilisi olarak çocuk istismarı ile ilgili bir etkin bir eylem planınız var mı? Sözde kurulan komisyonlarla, hiçbir işlevi olmayan ya da birkaç gün kamuoyunu meşgul eden, sonra da işlevsizliği sıfır olan komisyonlarla bu işin yürümeyeceğini bilmeliyiz”diye söyledi
“ÇOCUKLARIMIZI ÜLKEMİZİN GELECĞEİNİ KORUYAMIYORUZ”
Tütüncü “Bugün dünyada çocuk istismarı konusunda üçüncü sıradayız. Bu ne kadar acı ve ne kadar utanç vericidir. Çocuklarımızı, ülkemizin geleceğini koruyamıyoruz. Bu gerçeğe siyasilerin de, politikacıların, yargının da çok ciddi bir şekilde eğilmesi gerekiyor. Ahlaktan bu kadar nasıl uzaklaşabiliyoruz? Bu hale nasıl gelebildik? 98 yıl önce cemaat ve tekke ve cemaat ve tarikatlar kapatılmış, bunların ne kadar tehlikeli, dini ne kadar istismar eden, bilimi ne kadar istismar eden kurumlar olduğu büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından açıklanmıştır. Biz neredeyse yüzyıl sonra mantar gibi biten bu cemaatlerin tarikatların, bataklığında çocuklarımıza eritiyoruz. Bu çok ciddi bir iştir. Eğer bu siyasetin konusu değil diyorsak, eğer çocuğun rızası var diyorsak o mevkileri meşgul etmemeliyiz. Hemen oraları başkalarına bırakmalıyız”dedi.
“BU BATAKLIKLARDA NLÜFER ÇİÇEKLERİ AÇTIRMAK ZORUNDAYIZ”
Çocukları istismar edenlerin korunduğunu, cemaat ve tarikatların bataklık yuvası olduğunu dile getiren Tütüncü “Bu son olaydaki çocuğun davası Mayıs ayına ertelenmişti. Fakat tepkilerden dolayı Ocak ayına çekildi. Ve bu yasalardan dolayı bu işi yapanlar tutuklanmadığı sürece ve mahkum edilmediği sürece zaman uzadıkça mağdurun aleyhine zaman uzuyor Ve adeta bu dördüncü yargı paketinde eklenen somut delil ile çocuk istismarcıları hala adeta güvence altına alınmıştır. Çocuk istismarcıları adeta korunmuştur. Burada mağdur olan bir çocuk. Bu madde nasıl eklendi? Akıl alınacak gibi değil. Ya da çocuk istismarı bu katalog suçları içine konulup da somut delil dedir etmek nasıl bir akıl ya da bilim işidir? Doğrusu şaşırıyorum. Evet cemaatler tarikatlar bataklık yuvalarıdır. Ülkemizi bu karanlık zihinlerin kuşatmasına izin vermeyelim. Bu bataklıklar üzerinde nilüfer çiçekleri açtırmak zorundayız Çocuklarımızı kaybediyoruz. Ülkemizi kaybediyoruz. İnanılan bir başka yanlış. Bu tür olayları hep böyle işte sokakta yaşayan adamlar, üstü başı dökülen adamlar yapar. Hayır efendim, dikkatli olalım. Bu tür olayları daha çok kravatlı adamlar yapıyor. Kurumlardaki adamlar yapıyor, buna dikkat edelim. Bu tür olaylar tenhalarda tenha yerlerde oluyor. Bu tür olaylar genelde sokakta ya da bir ormanda olmuyor çocuklar için. Belli bir kurumların belli odalarında, sınıflarında oluyor maalesef. Evet çok üzücü. Daha ne denilebilir? Çocuklarımızı koruyamıyoruz” şeklinde noktaladı
