Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 8. Kitap Günleri kapsamında ‘Yüzlerinde Edirne’ isimli kitabın yazarı ve aynı zamanda Edirne Belediyesi Özel Kalem Müdürü Egemen Ilgın, söyleşi düzenledi. Büyük bir katılımın olduğu söyleşide Ilgın, Kurtuluş mücadelesinde yer alan Edirnelilerden başlayarak günümüze kadar bu güzel kente hizmetleri dokunan kişiler hakkında bilgiler verdi. Bir hikaye havasındaki anlatımı keyifle dinleyen katılımcılar, söyleşinin ardından kitaplarını imzalatma şansını da buldu.
Edirne Belediyesi tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen Kitap Günleri kapsamında Edirne Belediyesi Özel Kalem Müdürü ayın zamanda ‘Yüzlerinde Edirne’ isimli kitabın yazarı Egemen Ilgın söyleşi düzenledi.
Atatürk Kültür Merkezi salonunda gerçekleşen söyleşiye çok sayıda izleyici katıldı. Söyleşi öncesi Egemen Ilgın’ın kısaca tanıtıldı. Ardından sahneye çıkan Ilgın, Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü ve Edirne’nin kurtuluşunun 100’üncü yılı münasebetiyle böyle bir kitap yazmaya karar verdiğini anlattı. Kitabın içindeki Edirnelileri bir hikâye havasında anlatan Ilgın, Cumhuriyetin kuruluş mücadelesinde ve Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kuran Edirnelileri anlatmakla söyleşisine başladı.
Ilgın, kitabında yer alan bazı isimleri anlattığı söyleşide şunlara yer verdi:
“Kentleri toplumları şehirleri var eden insanlardır. Kentlere ruh veren o kentte yaşayan insanlardır. Hepimizin ortak noktası Edirne sevgisi. Edirne tarihinde üç kez işgale uğramış bir şehir. Son kurtuluşuna 25 Kasım 1922 tarihinde erişmiş. Tabi ki çok zor dönemler geçirilmiş. Bu 100 yıllık dönemde çok büyük atılımlar yapılmış. Eğitimi, kültürü, sanayisi ve sosyal işleriyle övündüğümüz bir şehir haline gelmiş.
4 KAHRAMAN KURTULUŞUN FİTİLİNİ YAKTI
Türkiye’de tüm yaşananların bir nevi yansımalarını Edirne’de görüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri, ülke zorda. İşgal edilmeye başlamış. Talat Paşa Almanya’ya giderken dönemin Edirne Valisi Zekeriya Zihni beyle görüşüyor. Olası bir işgal karşısında Edirnelilerin örgütlenmesi gerektiğini söylüyor. Bu durum gerçekten Edirnelilerin canını sıkmaya başlamıştır. O zamanlar bizim 4 silahşor dediğimiz 4 memleket sevdalısı, Faik Kaltakkıran, Şevket Dağdeviren, Kasım Yolageldili ve Mehmet Şeref Aykut İstanbul’da küçük bir yazıhanede buluşuyorlar. Ne yapabilir diye konuşuyorlar ve orada bir cemiyet kurulması fikri ortaya atılıyor. Türkiye’deki ilk direniş cephesi olan Trakya Paşaeli Müdafa-i Hukuk cemiyetinin tohumları orada atılıyor. Türkiye’de ilk mücadele ateşi bizim hemşerilerimiz tarafından atılıyor.
KAHRAMANLAR SÜRGÜNDE
Havsa İlçesi’nin Yolageldi köyünden olan Kasım Yolageldili, Yolageldi köyünde bir samanlıkta toplantı düzenliyor. Faaliyetlerin gizli olarak yürütülmesi gerekiyordu. Ertesi gün tarihi Edirne Belediye Başkanlığı’nın meclis salonunda bir toplantı yapılıyor. Ve Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti resmen kurulmuş oluyor. Tabii bununla birlikte işgal kuvvetleri bu durumdan rahatsız, bir şekilde direnişe karşı çıkacaklar. Ama, bu dört kahraman ve bunun yanı sıra birazdan ismini anacağım yerel kahramanlarımız asla taviz vermiyorlar. Mebusan Meclisi’nde Misakı Milli’nin görüşüldüğü sırada İngilizler Mebusan Meclisi’ni basarlar ve bizim milletvekillerimiz Faik Kaltakkıran’la Mehmet Şerif Aykut’u alarak İngiltere’ye sürgüne gönderirler. Daha sonra birçok yeri gezerler. Elleri, kolları bağlanmıştır. Bu arada Şevket Dağdeviren ve Kasım Yolageldili’de, Edirne dışına atılarak direnme faaliyetlerini önlemeleri amaçlanmıştır.
İLK VEKİLİMİZ, İNÖNÜ’NÜN EDİRNE İÇİN ÖNEMLİ SÖZÜ
Tabii Edirne çok kritik bir bölge. Her zaman olduğu gibi. Büyük Millet Meclisi açıldığında da belki birçoğumuz bunu biliriz. İsmet İnönü’nde Edirne’nin ilk milletvekilidir. Mustafa Kemal Atatürk ona (İsmet, Edirne çok uzakta bir yer. Meclisi Ankara’da topluyoruz seni, daha yakın bir yerden milletvekili gösterelim). İsmet İnönü’nde şu lafını söyler. (Paşam Edirne kurtulmadan Türkiye kurtulmaz) der. Edirne’nin önemi bu şekilde.
ATATÜRK’Ü MECLİSTE EN İYİ SAVUNAN YİNE BİR HEMŞERİMİZ
Mehmet Şeref Aykut, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin o dönem en hızlı hatiplerinden birisi bir Edirneli. Çok zor günler yaşanıyor. Mustafa Kemal de kendini anlatmakta bazen yetersiz kalabiliyor. Bakın Misak-ı Milli’nin kabulünde Atatürk’ten önce birisi bunu mecliste anlatmalı. O konuşmayı yapan Mehmet Şeref Aykut, Edirneli hemşerimiz. Başkomutanlık Yasası görüşülürken Atatürk’ten önce birinin çıkıp konuşması lazım. Yine Mehmet Şeref Aykut çıkıyor ve diyor ki. (Madem biz TBMM olarak bu yetkiyi aldık. Bize işitir bir kulak, görür bir göz ve bizi idare edebilecek bir beyin lazım. O da Mustafa Kemal Atatürk’tür) diyerek Başkomutanlık Yasası’nın çıkmasını sağlıyor. Tabii tarih boyunca muhakkak hepiniz Kasım Yolageldili, Mehmet Şeref Aykut, Faik Kaltak Kıran, isimlerini duydunuz. Ama biz araştırmalarımız netice, yerel kahramanların da Edirne müdafaasında hatta Yunan kuvvetlerinin içeriye doğru, İç Anadolu’ya doğru ilerlemesinde çok kıymetli, hizmetleri savunmaları olduğunu gördük. Yurt savunmasında önemli isimlere de kitabında yer verdim.”
Ilgın, konuşmasında yakın tarihten de anlatımlarda bulundu. Yakın tarihte Edirne’nin siyasete ne kadar yön verdiğini, kentin hizmet alması konusunda Edirnelilerin çalışmalarını ve Edirne’nin bir özgürlük ve eşitlik kenti olduğunu kitabından alıntılarla anlattı.Hikaye havasındaki anlatımı dinleyenler büyük keyif aldı.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’da Ilgın’a bir çiçek takdim ederek, yaptığı çalışmalar için kendisine teşekkür etti.Konuşmaların ardından, Ilgın kitabını imzaladı.
