Seçime sayılı günler kaldı ama;

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“SEÇMENDE HEYECAN YOK!”

Bu seçim döneminde depren nedeniyle gürültülü, patırtılı seçim propaganda dönemi yok. Klasik ve çok ta etkisi olmayan “tuttuğunu öpme “ denemeleri ve sosyal medya üzerinden “kendin çal, kendin oyna” mantığı var! Bazıları da; “fırsat bu fırsat, yaklaşmakta olan yerel seçimler için, bu seçim dönemini “staj dönemi” olarak görüyor! Seçilmek için telaş yapan adaylar bir yana ama, seçicilerin hiçbir heyecanı yok! Seçim kampanyaları zaman zaman “tiyatro” tadına bürünürken, yerelde de seçmenin tüm dikkati “Ankara ‘ da ki lider ve genel merkezlerde”

Seçime bir ay kadar bir zaman kala, siyasi partilerin adayları açıklandı. Kaldı ki, zaten cumhurbaşkanı adayları bile yeni açıklanmıştı. “Dar alanda, kısa paslaşmalar” tadındaki seçim dönemi için; açıklanan adaylara, açıklanmayan adayların tepki ve eleştirileri geldi. Aynı ittifakta yer alan adayların listelerine tepkili olanlar, ittifakın bir diğer adayına oy vermeyi düşünülürken, bir de baktılar ki; diğer partilerdeki durumda pek farklı değil!

30 GÜNDE DEVRİALEM!

Zaman çok kısa, ulaşılması gereken seçmen bir hayli fazlaydı. “Bu kadar zamanda, tüm köy, belde, ilçe ve il merkezi gezilemez” diyenlerin hedefleri: “Ulaşabildiğimizi öperiz!” mantığı olmuştu. Halkın topluca bulunduğu Pazar yerleri, alışveriş merkezleri ve benzer alanlarda, rastgele denk gelen insanlara ”Selamlar. Ben filan parti adayıyım / adaylarıyız. Seçimde desteklerinizi bekliyoruz..” diyebiliyorlar. Çünkü, zaman kısa ve ulaşılacak insan sayısı çok… Eğer, daha önceden tanınan bir isimseniz; zaten insanlar size notlarını vermişlerdir. Yeni aday veya aniden aday olmuşsanız, o zaman işiniz biraz ortaya karışık demektir. Yaşadığınız yerde tanınırsınız belki ama bu belediye seçimi değil ki? Oy verecek herkesin sizi tanıması ve anlaması gerekiyor! Gerçi, elini sıkarak, kendini tanıtarak ta, insanların algısını değiştirebilmek ne kadar mümkün olabilir ki? O zaman da imdadınıza; “genel başkan ve genel merkezinizin imajı ve söylemleri yetişiyor!”

“PATATİSSSSS!” YÖNTEMİNDEKİ ISRAR, KİME NE GETİREBİLİR?!

Bir siyasi parti adayı/ adaylarısınız. Kendinizi tanıtabilmek üzere “en basiti ve ucuzundan”  fotoğraf ve video çekebilen ve bunları bir sosyal medya hesabı üzerinden paylaşabilen biri ile anlaşırsınız. O kişi, istediğinizi belki de en iyi şekilde yapabilir ama; “Sattığı patatesini, mahalle mahalle dolaşarak, haykıran ve satmaya çalışan “ seyyar pazarcının yaptığı gibi, kendinizi cazip hale getirmeyi denersiniz! Kendi hesabınızdan ve kendinizin yapacağı tanıtım ve algı da; “belli bir yere kadar inandırıcı ve kabul görücü” olur! Görenlerin “esnaf, ürününü satmaya çalışıyor!” yorumu ile karşılık bulur!

“SİZİ BAŞKALARI ANLATSIN VE HERKES ANLASIN!”

“Kendi kendinizi anlatıp, methetmenizin getireceği fayda” yerine, mesela; başkalarının sizi anlatması ve tanıtması yöntemini de tercih etmelisiniz. Tüm yolları denemek ve mesela az bir oy ile seçimi kaybetmek kadar da, “hasar verici ve rencide edici” bir şey yoktur! Zorlama ve bir sürü sollamalarla geldiğiniz “listenin seçilebilecek yeri” n de, az bir oy farkı ile seçim kaybetmeniz demek; siyasette bir daha aynı şansı ve fırsatı bulamayabilirsiniz!” anlamını da taşır. (Milletvekili adayı olduğu bir seçimi, 39 oy ile kaybeden bir eski belediye başkanının “keşke binlerce oy ile kaybetseydim! Birkaç kişiye daha ulaşabilsem, siyasi hayatımın seyri değişecekti!” şeklindeki üzüntülerini, senelerce bizzat kendi ağzından dinleyenler, hatırlarlar! Kendi siyasi hayatınızı çöpe atacağınız gibi, böylesi zor bir seçimde de, size güvenip, seçilecek bir yere koyan genel başkanınızın ve merkezinizin de, bir milletvekilliği beklentisini hayal kırıklığına uğratırsınız. Hatta, bir vekillik ile seçimi, partinizin kaybetmesine bile sebep olabilirsiniz..!

LİDERLER, GENEL MERKEZLER, MEDYA…

Dar alanda kısa paslaşmaların yaşanmaya çalışıldığı bu seçim döneminde, gezilerden de, insanlara merhaba deyip, öperek te, beklenen anlamda tanıtımların yapılabilmesi mümkün değil! Bu durumda da, ortaya “liderler ve genel merkezlerle, onların medya üzerinden yaptıkları propagandalara sığınma hamleleri ve umutları çıkıyor! Ulaşabilseniz bile, sahadaki yerel seçmeninize “Bölgenin hangi sorunları olduğu, bunlara hangi çözümleri getirmek istediğiniz..” gibi şeyleri “ne kadar eğitimli ve donanımlı olursanız, olun” en azından zaman darlığı sebebiyle anlatabilmeniz mümkün olamıyor! “Sadece selamlama ve isim ve partiyi anlatabilme” ile sınırlı bir seçim döneminde, bazıları da bulabildikleri ender bol zamanlarda, anlatacak bir şeyleri olmadığında “genel başkan ve parti yetkililerinin, tv lerde ve basında söylemlerini” kopyala, yapıştır” yapmaya çalışıyorlar. Bu da seçmenin kafasında “Şimdi biz bu arkadaşı, bizim sorunlarımızın çözümü için seçip, Ankara’ya göndereceğiz. Burada bize bile anlatacakları bir şeyleri yokken, Ankara ‘ da, tüm illerin temsilcilerinin ve parti kurmaylarının bolca olduğu TBMM ‘ de, bizi nasıl anlatacaklar?! Bir başka deyişle de, “5 yıl daha çöpe mi gidecek?”

KÖRLER , SAĞIRLAR, BİRBİRİNİ AĞIRLAR!

Yapılan “tiyatral” çalışmaların yanı sıra, bir de yapılan tanıtım faaliyetlerini; “kendi sosyal medya hesaplarından, etiketler yaparak, kendilerinin paylaşma ve seçmene ulaşabilme gayretleri oluyor! Böyle bir durumda ise “zaten kendi çevrenize ve kitlenize ulaşıyorsunuz! Oysa, sizlerin daha iyi oy alabilmeniz için, başka görüşteki seçmenlere de ulaşabilmeniz lazım! Hal böyle olunca da, zaten size oy verecek insanlardan oy isterken, “kendiniz çalıp, kendiniz oynuyorsunuz!”

Oysa ki; “sizi en iyi ve başarılı şekilde tanıtabilecek, önemli bir seçenek olan, yerel medya ile çalışmayı akıl edemiyor veya düşünemiyorsunuz!” Sizin yaptığınız paylaşımlardan, sadece sizinle ilgili bilgileri alan ve zaten sizin taraftarlarınız olan insanlar, yerel medyadan, siyaset haberlerini takip ederlerken, aynı zamanda tüm partilerle ve bölge gündemi ile ilgili haberleri ve yorumları da takip ediyorlar. Üstelik te, bu haber ve yorumları, tüm farklı görüşlere mensup insanlar takip ediyorlar. Böyle bir mecrada bulunarak, aynı mecrada, aynı anda, “gezerek, dolaşarak, kendi sosyal medyanızı kullanarak” yapacağınız tanıtımlardan çok daha fazlasını yapabiliyorsunuz.

“PARA İLE TANITIM YAPTIRMAM!”

Bazı aday adayları veya adayların “Gazeteler ve haber sitelerine, para ile tanıtım yaptırmam! Onlar zaten gazeteci değiller mi ki; işleri bu! Ücretsiz yapmalılar..!” şeklindeki yorumları ise tam anlamı ile bir “iş bilmezlik” oluyor…

Bir ürünü tanıtmak istiyorsunuz! Üstelik te, aynı şekilde, kendi ürünlerini tanıtmak isteyen onlarca parti ve yüzlerce aday adayı ve adayları var. Neden, sadece sizin tanıtımınızı ve “zorunlu “ olarak, medya kuruluşu yapmak zorunda olsun! Bu “size katkı sağlayacak birk reklam” oluyor. Kendinizi tanıtıyor ve anlatıyorsunuz. Mesela “bir aileden baba bir partiden, anne bir partiden ve kızı veya oğulları da başka bir partiden aday olup, rakip olabilmişler ise” o zaman bu güzel bir haber olabilir! Ancak, sizin bir siyasal tanıtım anlatımınız yapılıyor ise veya bu röportajdan size bir tanıtım avantajı sağlanıyor ise o zaman bunun bir bedeli ve ederi olacaktır. Bu bir reklam/haber olur…

(Tanıtım için gittiğiniz kahvehanelere, Kafelere ve toplumun yoğun olarak yaşadıkları yerlere gittiğinizde, insanlara çay, kahve, yemek ısmarlarken para ödemiyor musunuz? Arabanıza mazot koymuyor musunuz? Araçlarınızı giydirmiyor musunuz? Bunları yaparken de amacınız “kendi reklam ve tanıtımınızı yapmak değil mi?!” O zaman, gazete veya yerel medyada yapılan şeyler de, aynı şekilde, size puan getirebilecek şeyler ise neyin eleştirisini veya beklentisini dillendiriyorsunuz?!

ANKARA ‘ YA GİTMEKLE İŞİNİZ BİTİYOR MU?!

Siyasi partilerin “seçilebilecek yerdeki adayları” zaman zaman da, “biz nasıl olsa, toplumdaki seçmen gücümüz ile bir şekilde TBMM ‘ ne gideriz! Çalışmaya bile gerek yok! “Çalışıyor gibi yaparak bile” seçimi kazanır ve Ankara’ya gideriz..!” diyorlar / mış! Diyelim ki;  “alışkanlık veya sırf parti veya genel başkan sevdası” ile de olsa, seçimi kazanarak, Ankara’ ya gittiniz. Ve hatta; içinde bulunduğunuz partiniz de, seçimi kazanan ittifak içinde olup, iktidar partisi milletvekili oldunuz. Her şey orada bitecek mi? İlk kez milletvekili oluyor ve TBMM ve genel merkezlerde ki dengeleri ve kuralları bilmiyorsanız, sadece bunları öğrenebilmek sizin için seneler demek olacaktır! Seçim bölgenize sıra gelene kadar, önce kendinizi tanıtabilmek ve anlatabilmek ile meşgul olacaksınız. Engin (!) tecrübeleriniz ve eğitiminiz yoksa, (her biri prof olan) müsteşar, daire başkanı, genel müdür ve parti yetkililerinize bir şeyler anlatacak, onları ikna edecek, işlerinizi yöneteceksiniz. O kişilerin ve “her biri açığınızı aramak üzere hazırda bekleyen, sadece rakip partilerin değil, zaman zaman bizzat kendi partinizin ve hatta ilinizin milletvekilleri “ tarafından da mercek altına alınacaksınız..

“Gaf” larınız olacak! Seçim bölgenize yeterince gelmemeniz eleştirilecek. Geldiğinizde de, sadece düğün ve cemiyetlerde çeyrek altın takmaktan başkaca bir iş yapamadığınız, TBMM ‘ de de, memur atama ve tayin işleri ile uğraştığınız konuşulacak. (Orada bile herkese yetişebilmeniz mümkün olamayacağı için, bir çoklarına gidemediğiniz için “seçimde oy isterken, arkasında koşarken, iyiydi ya..!” tepkilerini alacaksınız…

Seçilip, meclise gittiğiniz oy oranı ile önceki dönem ve aday veya adaylarla alınan oyların kıyaslamaları yapılacak. Hemen ardından gelecek olan yerel seçimlerde de, partinizin alacağı oy oranı ve başarı durumları, sizin Ankara’da ki, parti nezdindeki prestijini belli edecek. Sözünüzün dinlenirliği, buna göre tartışılacak. Adınızın bir ederi ortaya çıkacak.

“ADIM HIDIR. ELİMDEN GELEN BUDUR” DİYORSANIZ, MESELE YOK!

Eğer, tüm bu saydıklarımızı ve daha benzer bir çok zorlukları aşamamış ve sizden bekleneni verememişseniz, o zaman “bankamatik vekil” kervanında “sıradan bir halka” olursunuz! Her ay maaşınızı alır, bir sonraki dönemi de unutursunuz! Partinizin ve halkınızıı nezdinde “Zaten bu ismin, neden o sıraya konulduğunu kimse anlamamıştı! Ne kerameti olduğunu bilmiyorduk! İşte, zaman bizi haklı çıkardı. Yazık oldu 5 değerli seneye..!” tepki ve yorumları ile cv nize yazdırdığınız “eski milletvekili” ibaresi ve sıfatı ile siyaset mezarlığına gömülür, gidersiniz…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Seçime sayılı günler kaldı ama;

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Edirne Postası - Edirne Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!